IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


Üye Günlüğü - Defteri Üye günlüğünüze bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

40Beğeni(ler)


 
 
Seçenekler Stil
Alt 06 Mayıs 2020, 20:38   #31
Standart

neresinden tutsam kopup elimde kalacakmış gibi yaşadığım her şey. sürüncemelerin ve duygusal boşluğun içerisinde ilerlemekteyim. günlerim farklı yaşam motivasyonları bulmak ve onlarla günü kurtarmak şeklinde beyhude geçiyor. anlamı arıyorum, henüz bulmuş değilim ama eminim bir gün bulacağım.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

aslında arayıp bulmak değil, arama yolunda mutlu olmak istiyorum, dingin, huzurlu.. ama olmuyor işte. oldurmaya çalıştıkça da uzaklaşıyorum, uzaklaştıkça da daha beter çıkmaza giriyorum. bazen her şeye eyvallah çekip keyif almaya çalışırken bazen hiçbir şeye katlanamaz oluyorum. ki katlanılmaz bir yanımda var, kabul ediyorum. ve bu döngüde debelenip duruyor, her köşede doğru noktayı buldum sanıyorum. ama her seferinde daha çok yara alıyorum.

sonuç ne olursa olsun ben bu hayatı yaşamaya çalışıyorum.

[IMG][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...][/IMG]

ne zaman dara düşsem, başımı ellerimin arasına koyup uzaklara daldığım anda yanıma bir peri gelir. gelen günlerin bana huzur vereceğini, sel olup sıkıntılı günlerimi götüreceğini söyler. karamsar biri olduğum için önce bu sözü kabullenmem. iyi günlerin asla gelmeyeceğini düşünür, kötü anların yaşadığım andan ve geleceğimden çalmasına izin veririm.

ancak peri bana bu güzel sözü söyledikten sonra her şeyin rengi değişir. kaybettiğim umut ve inanç bir anda karşımda belirir. işte o zaman, geleceğimde iyiye doğru bir değişme, dalgalanan içimde ise durulma belirtileri baş gösterir.

eğer siz de dara düştüyseniz, bu sözü hatırlayın. ola ki hatırlayamadınız. bana gelen peri belki size de uğrar ve bu güç veren sözü kulağınıza fısıldar.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 07 Mayıs 2020, 19:02   #32
Standart

Murat İnce - Saat On İki

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[/CENTER]

genelde mutsuz olduğum bir süreçten geçiyorsam bu süreç içerisinde kendime bir hedef koyuyorum. sıkıntıya değil hedefe odaklanmak iyi geliyor.

herkesin virüs sürecinde ödediği bedel ayrı maalesef.
yüzümde fazladan bir kaç sivilce çıktı, aldırmadım, izler lekeler çıktı hayır olsun dedim, bir ara alışverişe verdim kendimi, geceleri kabus gördüm, bir haftadır ayarsızca tansiyonum düşüyor.

ev hapsine tam alışacağım diyorum, yok olmuyor.
şimdi üç farklı hedefim var naçizane.
üçü içinde iki geri bir ileri yol katediyorum.
hayatım genel hatlarıyla hep sıkıntılıydı,
mücadele vermeden kazandığım hiçbir şey olmadı.
bu da bana şunu öğretti, bir gün hepsi geçiyor.
tek düşündüğüm şey: bir gün bu da geçecek.
ben bu süreçten de öncekilerden olduğu gibi daha güçlü çıkacağım.
güneş doğacak, ben tam da en zor zamanımda her şeyi yoluna koymuş olacağım.

bir yaz günü, gün batımına doğru, gölün karışısında, çadırımın hemen önünde ki kamp sandalyemde hafif rüzgar eşliğinde kahve mi yudumlayacağım.

Kuzey Işıkları

dipnot : camide erkekler tarafina girmek zorunda kalan fatih urek gibiyim. tedirginlikle karisik şaşkınlık, mutlu olmaya da az kalmış gibi.;haha;haha;haha;haha;haha
[/SIZE][/FONT][/B]

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 16 Mayıs 2020, 17:55   #33
Standart

bir zamanlar güzel bir sevgilim vardı. bana göre gerçekten çok güzeldi. ilk görüştüğümüz gün sırılsıklam aşık olmuştum. hüznü kimseye ona yakıştırdığım kadar yakıştıramadım. biraz büyük ela gözleri vardı. sonra kocaman bir burnu. ama kocamandı. biraz geniş bir ağız ve o ağzın tam ortasında ayrık iki diş.

böyle anlatınca çirkin bir kadın gelebilir gözünüze ama öyle değil. orantılı bir yüz ve o yüzde ortaya çıkan karakteristik bir ayrıntı. işte benim güzellik anlayışım galiba bu. zaten onu gören arkadaşlarım da güzel buluyorlardı en azından benim gibi bir tipsiz için.

sonra bir şeyler oldu, ayrıldık. bi yıl sonra ameliyat olduğunu söyledi. estetik ameliyatı olmuş. o benim kadar beğenmemiş demek ki suretini. kendini nasıl mutlu hissediyorsa öyle olsun tabii ama resmini gönderdiğinde kendimi kaybettim. yoktu artık. o gözlerimi ayıramadığım kadın bir hayal olmuştu artık. bir sinir anında bütün resimlerini silmiştim. ve artık yoktu işte. sanki yaşanmamıştı. hayal gücümün yarattığı bir peri kızı gibiydi.

bir kaç arkadaşımla tanışmamış olsaydı tamamen hayal ürünü olduğuna da inanabilirdim. çok acayip bir şey. yüzü ifadesizleşmisti sanki. gözleri manasızlaşmıştı. anlatamıyorum o hissi. o eski vahşi, ham güzelliğinden neredeyse eser kalmamıştı. sadece silik bir gölge. ama olsun gülümsediğinde ortaya çıkan o iki ayrık dişin ve kocaman tatlı bir burnun bir vesikasını zihnime kazıdım. bir zamanlar mutlu olduğumu animsamak istediğimde biraz zahmetli de olsa hala o peri kızını görebiliyorum.

dipnot : estetiğe karşı değilim. sonuçta sağlık, artık kişinin yaşam standardıyla ilgili. kişi fiziksel özelliklerinden mutsuzsa estetik olma demek haddime değil. mühim olan kişinin kendini nasıl görmek istediği, nasıl mutlu olduğu. ama bir surat var. yağmur yağarken bir hüzün çökmüş üzerine. kim bilir niye? ve o an aşık oluyorum.

devamında o yüzü her görüşümde o an kadar yaşadığım bütün olumlu hisleri aynı anda uyandırıyor bende. sevgi, umut, şehvet, şefkat, arzu, özlem, ne gelirse aklınıza. o yüzü gördüğüm anda öfkelenemiyorum. yüzümde aptal bir sırıtış hasıl oluyor. istiyorum ki hep o yuzu izleyeyim. o yüze düşen her bir çizgiyi günbegün takip edeyim. sonra bir resim geliyor telefonuma. bir abrakadabra ve artık o yüz tarih oldu. ve ben aptallık yapıp resimlerini çoktan silmiştim.

evet aşkımın yöneldiği kişi hala orada ama o aşkın en önemli temsillerinden birisi yok artık. sonrasında gördüğümde yine heyecanlandım, gölgesi bile yetti duygularımı uyandırmaya ama ne olursa olsun o yüzün temsil ettikleri başkaydı. o gün ki üzüntüme şahit olan birisi vardı. hayırdır noldu dedi. abi ameliyat olmuş dedim hiç anlamadı. anlatmak zor biliyorum.

dipnot (bu arada çok benzer olmasa da bir japon filmi vardı. iki aşık ayrılıp birbirlerinden kurtulmak için estetik yaptırıyorlardı. sonra tekrar karşılaşıp yeniden aşık oluyorlardı kim olduklarını bilmeden. belki o film hissettiklerimi daha iyi aktarır.)

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 24 Mayıs 2020, 22:03   #34
Standart

sevgili gunluk,

kendimi cok caresiz hissediyorum. ne cevremdekilere, ne kendime, ne ulkeme yardimci olamiyorum. sorunlar, dertler belli ama cozum bulamiyorum. sebepler belli ama sonuca gidemiyorum. kendimi daha once hic boyle caresiz hissetmemistim be gunluk. her zaman 'yarin yine gunes dogacak' diye dusunurdum. sanki artik her sabah gunes dogmuyor gibi.

ama umutlarimi yitirmedim. eminim ki gunes yine dogacak. asil soru: ne zaman? o gune kadar dayanabilecek miyim? ya da kacimiz dayanabilecek? gunesli gunleri hep beraber elele kutlayabilecek miyiz? buyuk acilar cekenler mukafatlarini alabilecekler mi?

ilginctir, intikam istemiyorum be gunluk. vazgectim. gunes yeniden dogsun istiyorum sadece. suclular gitsin miami'de falan mutlu mesut, hatta benim paralarimla yasasin. umurumda bile degil. sakin, huzurlu hayatimizi bize biraksinlar sadece.

yeniden ozgur olalim, yeniden guvende olalim, yeniden adalete guvenebilelim. cok mu sey istiyorum ben gunluk?

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 25 Mayıs 2020, 18:10   #35
Standart

Senden sonra 18 şehir gezdim. 12 kilo verdim , dünya bilmem kaç kez döndü . Darbe oldu , ihtilâl oldu . Savaş bitmedi barış hiç gelmedi . Seni özledim , İltica edecek tek yer bulamadım . Gittiğim her yerden senden bir nefes bıraktım.

Belki yürürsün aynı sokakta ayak izine denk düşer ayak izin . Belki saçına değer nefesim , belki sende özlersin diye seni uzakta bıraktım.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Seni uğurladım
Sana kavuştum
Seni terk ettim
Bilmem kaç kilometre yol gittim,
Evren kaydı , sen göğüs kafesimde bir milim kaymadin .
Yıldız'ım ,iki gözümün çiçeği , iyi bak kendine . hasretle selam ederim

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 27 Mayıs 2020, 00:19   #36
Standart

her şey kötüye gidiyor. daha kötü oluyor. beynime söz geçiremiyorum. kendime engel olamıyorum. kontrolü sanırım kaybettim. yavaş yavaş deliriyorum. ne yapacağımı bilmiyorum, 70 yıllık insan ömrü bana o kadar uzun ve zor geliyor ki. sevgili günlük, çıkmazdayım. nereye baksam vücudumu zangır zangır titretecek, başımı döndürecek şeyler hatırlıyorum. titriyorum. panik yaşıyorum. üzüntüden manevi olarak ölüyorum. ruhum acı çekiyor. sevgili günlük, bana bir yol göster. bana yardım et. ben kendimde değilim. kendim de ben değil. insan ruhunun acı çığlığı bunlar. kaçacak bi yerim yok. nereye sığınacağım bilmiyorum. daralıyorum. mutluluklar uzak, huzur çok uzak. her şey uzak. ama geçmiş o kadar yakın ki. geçmişte yaşamak istiyorum. ona ulaşmak istiyorum ama yapamıyorum. ben bittim günlük. keşke biri beni vursa, keşke biri beni öldürse de bu ıstırabı çekmesem... her şey ama her şey iğrenç ve korkutucu geliyor bana.

ölümün huzurunu tatmak istiyorum. bir an önce ölümüme kavuşup, gitmek istiyorum buralardan. yürüyorum, vücudumun hiçbir noktasını hissetmiyorum. yürüyorum, vücudumun farkında değilim. yürüyorum, nereye gittiğimi bilmiyorum. yürüyorum, nereye çıkacağımı bilmiyorum. delirmek istiyorum bazen, delirmek eğer hiçbir şeyin farkında olmayıp mutlu olmaksa, aklı başında acı çeken biri olmak yerine delirip mutlu olan biri olmak istiyorum. ölüm hiç korkutucu değil artık. hiç ürkütücü gelmiyor. huzuru görüyorum orada. sırf birileri istiyor diye yaşamaya çalışıp, sırf birileri istiyor diye bir şeyler yapmak zorunda olmaktan bıktım.

ben istemiyorum bunları. mücadele ediyor görünmekten, normal biri gibi görünmekten, hayatına devam ediyormuş gibi görünmekten yoruldum. bir şey olsun ve her şey bitsin artık. mutlu olanlar, yaşamak isteyenler ölmesin bu dünyada. mutlu olsunlar. huzurlu olanlar sağlıklarına zarar vermesinler. sevip, sevilenler, bir yuva kurup hayatına devam edenler şikayet etmesin hiçbir şey için. ben artık çekilmek istiyorum bu mücadeleden ey tanrı... al benim canımı da bitsin bu mutsuzluk, bitsin bu acı, bitsin bu işkence, bitsin bu can çekişme.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 30 Mayıs 2020, 09:04   #37
Standart

geçen hafta sabahın köründe trafik kontrolüne takıldım. 35'lerinde bir polis beni durdurup "ruhsat" dedi. ruhsatım yanımda yoktu. hafta sonu "aman arabada kalmasın gecenin bir yarısı buralarda" diyerek yanımıza almıştım sonra arkadaşta unutmuştum. yüzümde en çaresiz ve salak ifademle "ıyy şey bakayım buradadır inş allah'ın izniyle hocam" dedim. aslında hocam demedim. ilk defa bir polis ile muhatap olmuyorum bu ikinci ama hitapta problem var. ne desem bilemiyorum.

kenarda bir süre bekledim. bu arada arkadaşımı aradım, uyuyor. sonra polis ağbiy yanıma geldi. ben maymunluk yaptım. "acaba ruhsat taşımamak önemli bir şey mi? peki bu ölümlü hayatta bir ruhsatın ne önemi var bey abi, foklar bile yalnız" dedim. sonra plakayı sorgulattırdı. uzaklaştı. endişeyle hakkımda vereceği cezayı beklerken uzaktan eliyle "geç hadi geç" yaptı. teşekkür edememiştim.

bu sabah aynı yerde polis ağbiyler bekliyordu. "allah dedim benimki de ordaysa selam vereyim" baktım orda ama meşguldü, arkası dönüktü. yavaşladım, yanından geçerken gözüm üstündeydi. son anda belki de hissedip arkasını döndü. yüzüne dik dik bakıp güldüm, önce selam verdim sonra el salladım. o da bana kafasını salladı. :)

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 14 Haziran 2020, 20:45   #38
Standart

henüz 5 yasindayim. bir hayli muhafazakar olan halamla beraber ev esyalari satan kucuk bir dukkandayiz. oracikta gozume carpan ic tarafi parlak, disi ise kadife kapli acilir kapanir kucuk bir levha var. parlak olan iç kisimda arapca allah'in adi yazili. cok hosuma gitti. cebime attim. eve gelince "hala bak ne buldum" dememle beraber halam bagirip kizmaya basladi hatta ellerime vurdu. "neden hirsizlik yaptin allah'in cezasi?".

basta "hirsizlik yapmadim" diye inkar ettiysem de halamin "hayir soyle, simdi sen caldin mi calmadin mi " diye israrla gelen sorularina dayanamadim ve itiraf ettim "evet caldim ama sonucta allah'in adi" dedim.

durdu kadincagiz oyle bakti bana uzun uzun, sonra cevab veremedi. ertesi gun ise dukkana gitmis parasini vermis adamin garip halam, guzel halam.

simdi otuz kusur yil gecmis ustunden olayin bakinca 5 yasinda siyasal islami cozmusum ya lan ben. o 5 yasindaki halimle mecliste 10 din istismarı yapan parti gucundeymisim ya. niye bu kulvarda devam etmedim ona yanıyorum. neyse yarın sabah sekizde ilk işim cv'mle beraber akp gençlik kollarına başvurmak olsun.;haha;haha;haha;haha;haha

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 23 Haziran 2020, 23:43   #39
Standart

3-4 ay önce, arkadaşlarımla fifa oynamaya gitmişim. çıkışta hesap sırası bekliyorum sakince. playstation cafe gibi bi ortam burası. girişe de iki tane yarış oyunu sistemi kurmuşlar. böyle vitesli direksiyonlu falan. insanlar gran turismo falan oynayabiliyor. neyse sadede geleyim, ben sırada beklerken 40lı yaşlarında bir adam da gran turismonun en yeni oyununu oynuyor, boş pistte zamana karşı turlar atıyor. altına çekmiş le mans arabası tarzı bi şey, tozu dumana katıyor abim.

yalnız bir güzel kullanıyor abim, bir güzel kullanıyor anlatamam. virajlar yüksek hızlarda kusursuz alınıyor. içerden dönüyor dışardan dönüyor. benim de dikkatimi çekiyor haliyle.

bi yandan hesap ödeme merasimi sürüyor, bi yandan da izliyorum abimi, bir telefon sesi çınlıyor mekanda. bi bakıyorum bizim yarışçı abinin telefonu çalan, önünde titreyiveriyor.

adam ne yapsa beğenirsiniz, hiç acelesi yok, frene basıyor, pistteki bir cebe giriyor, orada duruyor. oyunu pauselamıyor bile. açıyor telefonunu, "alo altan, araç kullanıyorum kardeşim müsait değilim sonra konuşalım" diyor. kapatıyor telefonu. sakince ayrılıyor girdiği cepten. son hızda turlarına devam ediyor.

hesabı ödeyip çıkarken abime doğru yaklaşıp iyi günler diliyorum. hiç ses etmiyor, bakmıyor bile bana, hafifçe başını sallıyor.

ben de bu zihniyeti istiyorum işte hepinizde. trafiğin şakası olmaz canlar.

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 
Alt 29 Ağustos 2020, 19:56   #40
Standart

hayat'ın dönem dönem emeklemelerinden sonra, kahpeliklerinden miras ile yalnız kalmak. çok komik varlıklarız, çok komik bir biçimde, hayretler verici dünya'ya geliyoruz. ilk olarak komşu çoçuğu, yiğen, kuzen tekmeleriyle büyüyoruz. hayat değişiyor, zaman değişiyor, oynadığımız oyuncaklar yetmemeye başlıyor. arkadaşlar başkalaşıyor, oynadığımız gazoz kapakları değişiyor. değiştikçe büyümeye, geleceğe, büyüklere suçlarımızı tezkere ediyoruz. renkler öğreniyoruz, karıştırıyoruz, yep yeni renkler öğreniyoruz. tüm bunlar olurken evet, halen yalnızız.

ilkokula ilk adımı atıyoruz. feryat figan ortalıkta kendimize bir sıra beğeniyoruz, belki de hayatımızla ilgili ilk satırı cümlelendiriyoruz. henüz daha noktalama işaretleri yok. ucu açık, sonu olmayan sanrılarca teşvik ediliyoruz. sıra arkadaşları ediniyoruz, arka bahçede voleybol oynadığımız pınar isimli o güzel kızla tanışıyoruz, ahmet'ten kıskanıyoruz. halil ile yakartop kavgalarına tutuşuyoruz, zeki ile defter ataçları tartışması yapıyoruz, bilgi yarışmalarında müthiş bir ekip olup, koroda alkışlanan öğrenci oluyoruz. tüm bunlar olurken, noktalamasız başladığımız cümleler, virgüllerini buluyor, noktalanıyor. sonuç olarak halen yalnızız, halil'i babası okuldan aldı, pınar'ın annesi "kız kısmı bu kadar okudu yeter" dedi. bir sürü arkadaşım vardı, ilkokulda şimdi hiç biri var değildi.

liseye geliyoruz, hayaller düğümlüyoruz hayatın dilek ağacına, emekler veriyoruz. başladık, bittik halen yalnızız sevgili şair. kurmaya başladığımız cümlelerde hangi renk isek, soru işaretleriyle karamsarlaşıyor, ünlemlerle ifadeler beğeniyoruz. griyken sokaklar, rengarenk boyamak istemek hayatı. sonuç, yalnızız.

abim, arkadaşım, dostum, arkadaşımın sevgilisi, insan zannettiklerim, insana benzettiklerim, virgül koymaya değer gördüklerim, çoçukluktan arkadaşın olup ismini unutanlar, evlendiğini başlarından öğrendiğin akrabaların, en yakın arkadaşınla olan kuzenlerin, hayata net görünüp bulanık duranlar, babam ve belki de oğlum.. yoklardılar, hiç var değildiler, biriktirdim zannettiğim ne kadar dost varsa demek ki yanılsadılar. yağmur'da ağlıyorum ki, görmesinler diye..

________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 16:07.