Üye Günlüğü - Defteri Üye günlüğünüze bu başlık altından ulaşabilirsiniz. |
|
|
Seçenekler | Stil |
20 Mart 2023, 22:20 | #241 |
Ölmeden önce tüm günahlarınızın affedilmesini ister miydiniz? Ben her gece ölüyordum ama bunu istemiyordum. Bunun için hiç dua etmedim. İnanın bana. Yalnız böylesine iğrenç bir durumdayken bile bazen, herhangi bir numarayı çevirip; içimi dökmek istiyordum. Bunu gerçekten yapmak istiyordum. Otuz saniye bile olsa, tanımadığım bir dünyaya, tanıdıklarımı sığdırıp çekip gitmek istiyordum. Cami avlusuna bırakılan bir bebeğin öfkesini sırtlayıp öylece çekip gitmek! Bunu siz istemiyorsunuz öyle değil mi?
Hadi inkâr edelim!
________________
|
|
|
22 Mart 2023, 11:49 | #242 |
Doğmak, bütün hayal kırıklıklarımın Tanrı'sıdır.
________________
|
|
|
23 Mart 2023, 12:51 | #243 |
Bazen daha annemin karnındayken ölmüş olmayı çok istiyorum. Bunu söylerken hiç olmadığım kadar ciddi, hiç olamadığım kadar üzgünüm. Çünkü hiç olmak, her şey olmaktan iyidir. Kalıba sokulmaktan, şekil verilmeye ve değiştirilmeye zorlanmaktan iyidir. Düşünün; yoksunuz. Acı yok, dert yok, keder yok, çizilmiş kader, yazılmış kural ve daha önceden belirlenmiş sınır yok. Aşk yok, şefkat yok, ihanet yok, hırs yok, öfke yok, inanç yok, güven yok. Kalmak zorunda olduğunuz bir gemi ve kaptanı olduğunuz bir dümen yok. Sahip olmaya çalıştığınız bir hayal, ait olduğunuz bir hayat yok. Çalınmış, kandırılmış, korkutulmuş bir çocukluğunuz yok. Hatalarla dolu bir geçmişiniz bile yok. Hatırlamaya ve unutmaya çalıştığınız kimse veya kimseniz yok. Ve en önemlisi kaybetmek yok. Hiçle başlayan bir cümle duyarsanız, emin olun, ya en dibi görürsünüz, ya da en yükseğe dokunursunuz cümlenin sonunda. Bu da şu anlama geliyor; “Hiç olmak; ya sonsuz mutluluktur, ya da Tanrı'yla tanışmamaktır.”
Hadi inkâr edelim!
________________
|
|
|
25 Mart 2023, 13:38 | #244 |
Kaval kemikleri kırılan insan, yürüyemez. Dişleri kırılan insan, yiyemez ve parmakları kırılan insan, yumruğunu sıkamaz. Kalp de böyledir; kırılırsa, sevemez. Siz, sadece şunlara cevap verin; kaçıncı sevgilinizle berabersiniz, ya da kaçıncısından ayrıldınız (Daha kırılmamış mı) ?
________________
|
|
|
25 Mart 2023, 14:21 | #245 |
İlk defa âşık olmuştum ve çok mutluydum. Hani “Erkek çocukları babalarıyla iyi geçinemez, bu tarz şeyleri anlatamaz” derler ya, ben, tam tersini yaptım. Gittim anlattım. Daha ben, anlatmaya çalışırken, hemen araya girip, “Canın yanmayacaksa; kavga etmenin de bir anlamı yok, âşık olmanın da.” dedi. Hafif bir sessizlik çöker gibi olunca, şöyle devam etti; “İlk aşık olduğumda yanlış tribüne gidip dayak yemiştim. Kızla ayrılınca da ‘Bu acıyı bir yerden hatırlıyorum’ demiştim.”
Suratıma taktığım “Anlamıyorum” isimli ifadeyle ona bakarken, “Sen şimdi ne yap biliyor musun?” dedi, “Henüz yeni âşık olmuşken, al şu parayı ve meyhaneye gidip iyice iç, sonra da sağlam bir kavga çıkarıp dayak ye. Çünkü içince de, sevince de canın yanmaz zannedersin.” diye bitirdi sözlerini. Tam bir hayal kırıklığı içindeydim. İlk defa âşık olmuştum ve bunu paylaştığım kişi yani babam, bana “Canın yanacak” diyordu. Yeşilçam filmlerindeki “Hastaya kanser olduğunu belli etmeyin, son günlerini mutlu geçirsin” diyen doktor vardı ya, onun ters psikolojisini yapıyordu sanki. Ama dediği gibi oldum Çok kötü ayrıldım. Dünya nüfusunun emin olun yüzde doksan beşi ilk aşkıyla mutlu sona ulaşamaz. (Bunu okuyanların çoğu da öyle) Ayrılınca da babama gittim. “Acını dindirmek için iğne yaparlar ya, işte o zaman anlarsın; acıyı sadece başka bir acı unutturur.” dedi, yine anlamadım, ancak bunu sesli olarak da sordum. “Başka bir acıyla tanışacaksın” dedi ve ekledi, “Ya kavga edeceksin, ya da başkasına âşık olacaksın, seçimini yap.” O sözlerini bitirirken aklıma sadece şu soru geldi; “Peki, İsa da canının yanmayacağını bilmeseydi, o çarmıha gerilir miydi?” Birine “Sırf kaybedince canın yansın diye kazandığın şeyler var” derseniz, geri zekâlı olduğunuzu düşünür, ancak herkes kazanmak için kavga eder değil mi? Ama kazansa da, kaybetse de canı yanar. Tıpkı âşık olduğundaki gibi! Hadi inkâr edelim!
________________
|
|
|
26 Mart 2023, 15:28 | #246 |
Kendinizi üzmekten ve kontrol etmekten vazgeçin. Çünkü bunun için sırada bekleyen çok kişi olacak.
________________
|
|
|
26 Mart 2023, 16:20 | #247 |
Saçlarımızın dökülmesine, dişlerimizin dökülmesine, açlığa, susuzluğa ve uykusuzluğa... Hiçbir şeye engel olamıyoruz. Kabullenelim, kontrolün başkasında olduğunu. Hiçbir şey bizim elimizde değil. Bugün nerede olursak olalım, ne yaparsak yapalım, daha önceden kurulmuş çalar saat gibiyiz. Nerede öleceğini, nerede can çekişeceğini, nerede yaşayacağını, nasıl seveceğini... Kısacası hiçbir şey bilmiyor insan. Sadece hayal ediyor, sonra da o hayali gerçekleştirmek için çabalıyor. Ömür, bir şekilde geçiyor. Aradaki tek fark; hayallerimin seri katili olanlar “Mavi kabloyu mu kesiyoruz?” diye düşünmüyor yaşamını biraz daha uzatmak için.
Anlıyor musunuz?
________________
|
|
|
26 Mart 2023, 18:58 | #248 |
Hal böyleyken neden hala bir amaç veya kutsal belirliyoruz, hiç düşündünüz mü? Çok basit, “Eğer bazı şeyleri kontrol edemiyorsam, seni kontrol eden birileri vardır demektir.” Buna inanıyoruz. Zaten birkaç kıyaslama yaparsanız ne demek istediğimi anlarsınız. Örneğin, iş yerine gidiyorsunuz ve birileri sizin neler yapacağınızı önceden ayarlayıp direktiflerine yönlendiriyor. Siz de söyleneni yaparak kontrol noktasındaki buton görevini yerine getiriyorsunuz.
Kontrol kimde?
________________
|
|
|
26 Mart 2023, 19:29 | #249 |
Bunu etrafına bakarak kavrar insan. Bir yerde konser olduğunu düşünün. Güvenlik önlemleri alınır değil mi? En başta bir adam vardır ve kontrolü o sağlar... Bizim durumumuz bundan daha planlı programlı. Eğer bir mekanizmayı çok kurcalarsanız hata vermeye başlar. Çoğumuz böyleyiz. Anne ve baba düşünün. Onlar nasıl çocuklarını eğitirken kontrolü bırakmıyorsa, içimizdeki o inanç veya ticaret zekâsı da bunu söylüyor bizlere!
Kontrol kimde?
________________
|
|
|
26 Mart 2023, 21:06 | #250 |
Duygularımızı kontrol edebiliyor muyuz? Sizce de bastırmak ve kontrol aynı şey mi? Kontrol anı ne zaman olur biliyor musunuz? Cinnet anında. O an sizi kendiniz bile kontrol edemez. Çünkü asıl kontrol, direksiyonu bırakmaktır. Çünkü karşınızdaki insanları kontrol edersiniz. Ve çünkü size çarpmamak için yola çıkan aracı, dolaylı olarak kontrol edersiniz. Bu bağlamda da siz, aslında göremediğiniz gücü kontrol etmiş olursunuz.
Anladınız mı?
________________
|
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|