"Peki, neyin normal olduğuna kim karar veriyor." diye atıldı Eric. "Ayrıca normal olan neden iyi olmak zorunda? Normal her zaman iyi değildir. Bir zamanlar kölelik normaldi. O zaman köleler kaçmak istediğinde psikologlar onları kalmaya mı ikna edecekti?"
|
Öyle sanıyordum ki, başka bir yaşam gerekliydi bana.
İleride yaşanacak ya da geçmişte yaşanmış." |
Birde kendi kendime konuşmam var , ben asıl ordayım işte.
|
Ve biliyor musun ki, seni sevdiysem, Bütün ruhların yaratıldığı ve henüz cesetlerin biçilmediği o mecliste, Senin yanında yer almış olduğumu hatıramda taşıyor olduğumdandır bu. Bunca kolay terk ediyorsam varlığımı senin varlığına O şimşek parıltısı anın anısını göz bebeklerimde sakladığımdandır.
Kalır gibi gidişlerini izledim önce, sonra gider gibi kalışlarını. |
sarılmayı sadece fiziksel olarak algılayanlara çok kızgınım.
bir sese sarılmak, bir gülüşe sarılmak da var. ve oraya düğüm olmak dahil. |
Herkesle iyi geçinmek için hava gibi olmak lazım; renksiz, vücutsuz...
Benim fikirlerim, değerlerim var. İnandığım şeyler, sevmediğim şeyler var." |
Kırgınım dedi
Kırgınlığından öptüm…’ |
Bazı insanlar sana güzelliğini gösterir ya, sen onların yarasına da bak arada bir.
Güzel insanların yarası da güzel olur. |
Doğru olanı yapmak zorunda değilim mutluysam benim için bitmiştir.
|
Ne yaptığını değiştirebilirsin ama ne istediğini değiştiremezsin.
|
Bir ülke karanlıktır, bir sokağı sönükse.
|
Yalnız değilim, tek başımayım. İkisi aynı şey değil, siz ayırt edemiyorsunuz.
|
Mükemmeliyete değil kusurların güzelliğine inanan biriyim. Dağınık saçlara, asimetrik yüzlere, özensiz kıyafetlere, morluklara, kesiklere,
çiziklere ve parça bütün ilişkisi olmayan her şeye. İnsanı özel kılan, diğerlerinden ayıran ve şahsa münhasır olan her kusura aşığım.” |
Koşmaya başlarsan kaldırımdaki herkes yol verir sana, onları ezmenden korkarlar ve
sen o kaldırımda yürüyenlerden biri değilsindir artık. |
Bazen cok aydinlik olurum ..
Bazen de cok karanlik .. Neden bu kadar gülerken bile, ACI cekiyorsun diye soruyorlar .. Neden bu kadar duygusalsin .. Neden bu kadar KARISIK`sin .. Her duyguyu yasamak güzeldir.. Aglamak da gülmek kadar güzel olabiliyor bazen.. Mutlulugu hissedirsin ya hani her hücrenin tanesinde.. Bazen aciyi da hissetmek gerekir.. “Çünkü ancak kendimi mahvederek ruhumun gerçek gücünü keşfedebilirim.” bu böyle .. ! |
Bir süre sonra, insanlar pekde umrunda olmamaya başlıyor.
Kimin ne düşündüğünü ne yaptığını umursamıyorsun bile, yorulunca kendi kabuğuna çekilip, o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun artık. Gözyaşını kendi ellerinle silmeyi, ve derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit, birdaha kimseye ihtiyacında olmuyor.Siz buna yanlızlık diyorsunuz, ben ise huzur. Eğer hala yüreğinizde bir ağrı hissediyorsanız, değerini bilin. Sezen dinleyin, Ahmet dinleyin, sigara yakın, dolsun gözleriniz, silmeyin.. Unutmayı düşünmeyin bile, sarılın acılarınıza. Gün gelir, sığınacak bir acınız bile kalmaz. |
Sevgi emeksiz olmaz. Bazen bitti dediğin anda başlar her şey. Çabalamadan varamazsın, çiçeğe su vermezsen açmaz. Yani demem o ki, bir insanın kahrını çekmekte ve bir insanı kusurlarıyla sevmekte sevdaya dahil. Sevince güzelleşir, filiz verir her şey.
|
Alkol ve sigara sağlığa zararlı, ama siz en çok insanlardan uzak durun.
|
Yolu doğru olanın yükü ağır olurmuş.
|
Birkaç dakika öncesine kadar balkonda kilime uzanmış gökyüzüne bakıyordum.Hiçbir şey düşünmeden.Gökyüzünün çok az bir kısmını görebildiğim için zoraki bir iki yıldız görebildim.Yanıp sönüyordu ışıkları.Ve sonra gökyüzüne baktıkça daha çok yıldızın bana ışık gönderdiğini,konuşmak istediğini,gülümsediğini hissettim.Bu hayaller alemindeki dalış ta ki balkon kapısının bana hafiften dokunmasıyla son buldu.
|
Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken. «Nazım Hikmet»
|
Şu anki renklerinden hiç pişmanlık duymayan,
siyah beyaz bir kızım ben... Eski şarkıları, masalları, atları, kelebekleri ve yağmuru çok ama çok seven.. |
Sus Olric! Düşünüyorum.
- Düşünmek ne haddinize efendimiz? – Descartes düşündükçe var oluyordu Olric. - Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz. |
Aptal değiliz, şevkate açız... Bir yudum sevgiye kanacak kadar susuz... Çünkü dünya üzerinde hala iyi insanlar olduğuna inanacak kadar çocuk kalbimiz... Belki de bu yüzden her seferinde dizlerimiz kanayarak kendimize dönüşümüz.
|
Eylül yeniden başlamaktır
yeniden şiire ve aşka. anlamaktır bülbülün sözünü, silkinip sarı hüzünden Yeniden sarmak hayatı ve hissetmek yeniden doğanın ne büyük bir armağan olduğunu, usuldan fısıldayan nefesiyle. Vakit çalmadan kasımın aralığın kapısını. Beyazın, ayazın hüznüyle esmeden rüzgar sarmak yarin yanık tenini son defa. Eylül bir kuru hazan, bir sarı hüzün, bir zarafet ki kırılgan. Karşında durur gecikmişlik duygusuyla, Acele ediş, yaşanmamış aşklara ve İnce bir kederdi vedaya gelen son göçmen kuşlara.... |
başkaları gibi değildim çocukluktan beri,
görmedim başkalarının gördüğü gibi, ortak bir pınardan almadım tutkularımı, aynı kaynaktan almadım kederimi. uyandıramadım yüreğimi sevince aynı seste "ve sevdiğim her şeyi yalnız sevdim.. " |
Yıldızlar için ne derler biliyor musun?"
+"Ne derler?" -"Bazıları şiddetli yanarmış ama hemen söner miş, bunlar kısa ömürlüymüş." "Diğerleri az ağır ağır yanarmış. Bunlar daha az parlakmış ama ışıkları binlerce yıl sürermiş." Biz her ikisininde birleşimiyiz. |
açılmış sarmaşık gülleri
kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın rüzgâr uzak karanlıklara sürmüş yıldızları mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan onu çok arıyorum onu çok arıyorum heryerinde vücudumun ağır yanık sızıları bir yerlere yıldırım düşüyorum ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili hiç bir anı tek başına yaşayamazlar her an ötekisiyle birlikte herşey onunla ilgili telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu yıldızlar inanılmayacak bir irilikte yansımalar tutmuş bütün sâhili çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil çünkü ayrılık da sevdâya dahil çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı karanlık çöktü denize yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hâlâ içimizde o yanardağ ağzı hâlâ kıpkızıl gülümseyen -sanki ateşten bir tebessüm- zehir zemberek aşkımız Attila İlhan |
“Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”
| Dostoyevski |
Benden sevgili olmuyo, ben kanka olmak için yaratılmışım🤣
|
Şöyle bir sey okudum: "Birini hiçbir zaman affedemeyeceğini anladığında ondan vazgeçersin. Birini ondan vazgeçemeyeceğini anladığında affedersin" Buz gibi bir haklılık bu.
|
Eskiden birilerine zaman ayırıp, “bak sen böyle düşünüyorsun ama gerçeği böyle” diyordum. Göremediğini göstermeye çalışıyordum. O kadar boş bir çabaymış ki. İnsan gerçeği sadece işine göre algılama kapasitesine sahip. İnsanlara kendi yalanlarıyla mutluluklar.
|
Seni seviyorum ama aynı zamanda seni hayattan bezdirmeyi de seviyorum huyum bu.;dans
|
|
Alıntı:
|
[emoji2960][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
|
Yollarıma dikenler dikmeyin. Belki yarın yalın ayak gelmek zorunda kalırsınız.
|
Oğuz Atay’ın dediği gibi: "Anlamıyorlar, nazlanıyorum sanıyorlar. Oysa hiçbir şey istemiyor içim."
|
"Burası dünya nereye varsan, varamadığın yerdesin."
|
Güvenmek bizim salaklığımız olabilir ama o güveni kırmak tamamen sizin karaktersizliğiniz.
|
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:18. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, vBulletin Solutions, Inc.
Copyright ©2019 - 2024 | IRCRehberi.Net