15 Haziran 2021, 17:26 | #1 |
Türkülerimiz ve HikayeLeri - Kara Tren Gecikir
Gözüm yolda gönlüm darda
Ya kendin gel ya da haber yolla Duyarım yazmışsın iki satır mektup Vermişsin trene halini unutup Kara tren gecikir belki hiç gelmez Dağlarda salınır da derdimi bilmez Dumanın savurur halimi görmez Kan dolar yüreğim gözyaşım dinmez Yara bende derman sende Ya kendin gel ya da bana gel de Duyarım yazmışsın iki satır mektup Vermişsin trene halini unutup Yıl 1915… Osmanlının birçok cephede savaştığı, her türden levazımın gerekli olduğu gibi her şeyden önce savaşacak askerin de gerekli olduğu yıllar. Büyük kayıpların verildiği, gidenlerin geri dönmediği çoğunun akıbetinin bilinemediği günler… İnsanımız istasyonlarda sabahlıyor, ümitle beklenen kara trenler kara haber getiriyor çoğu zaman. Anaların, bacıların, eşlerin, gözleri ağlamaktan fersiz düşmüş çaresiz bir bekleyiş sürüyor… Bekledikleri bir defa ölmüş ama her kara tren gelişinde sevenler bir defa daha ölüyor… Yorgun, bitkin ve başı eğik kara tren acı bir çığlık atarak uzaklaşırken kadınların inadına yaşatmaya çalıştıkları ümitleri, o korkunç bekleyişleri de bir ağıta dönüşüyor… [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
|
|
15 Haziran 2021, 17:35 | #2 | |
Alıntı:
________________
ωωω.ѕσнвєткєуfιм.иєт
|
||
|
15 Haziran 2021, 17:37 | #3 |
|
|
|
15 Haziran 2021, 17:53 | #4 |
Türküler bizim özümüzdür.
Yaşanmışlıkların sözle , dile getirilmesidir. Bundan dolayı her türkünün bir hikayesi vardır.Emegine Sağlık Sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] .Guzel Paylaşımın İçin.
________________
"Şimdi açsam pencereyi de beklesem. Sen gelsen. Olmaz ya hani geliversen. Hiç bir şey sormasan. Hiç bir şey söylemesen. Sussam... Sussan... Sussak...'' #cemalsüreyya |
|
|
15 Haziran 2021, 20:23 | #5 | |
Alıntı:
|
||
|
15 Haziran 2021, 20:33 | #6 |
Harika Paylaşım İçtenlikle Okudum .
|
|
|
15 Haziran 2021, 21:07 | #7 |
Belki birgün gelir diye umutla bekliyoruz )) emeğine sağlık
@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
canım :*
________________
öyLe iŞte... |
|
|
16 Haziran 2021, 04:09 | #8 | |
Alıntı:
|
||
|
18 Haziran 2021, 08:23 | #9 |
Zahide'm türküsünün hikayesi
"Nerede bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur. Çünkü kötü insanların türküleri yoktur." der Neşet Ertaş. Biz de herkesin gönlünde sızı oluşturan bir türküden ve onun hikâyesinden bahsedeceğiz. Herkesin sahip çıktığı meşhur sevdalar vardır. Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun gibi. Biri daha var ki kavuşamamış, yarım kalmış bir sevdanın gerçek hikâyesidir. Zahide'm tam da böyle bir sevginin notalara dökülmüş halidir. Fakat Neşet Ertaş ile özdeşleşse de asıl öyküsü daha farklıdır. “Eski Defterler”in yeni bölümü ile karşınızdayız. Yayınlanma Tarihi: 08.04.2021 16:36 Güncelleme Tarihi: 09.04.2021 10:31 Bu sevdanın başkahramanı Arap Mustafa, 1901 yılında Orta Hacı Ahmetli Köyü'nde doğar. Anne babasını küçük yaşta kaybedince akrabaları tarafından büyütülür. Ona bu lakabın verilmesinin nedeniyse yörede meşhur olan 'Koca Oyunu'nda Arap rolünü oynamasıdır.Çok küçük yaşlarda kimsesiz kalmasından dolayı da Yukarı Hacı Ahmetli Köyü'ndeki Hacı Bürozade Mehmet adlı ağanın yanında çalışır. On iki yıl hizmet ettiği bu evin kızı Zahide'ye âşık olur, kimselere de söylemez sevdasını. Sır gibi saklar. Gel zaman git zaman dayanamaz ve yakınlarına anlatır içindekileri. Onlar da ağadan kızını ister. Fakat ağa, Arap Mustafa'nın kapılarında bir azap olmasından dolayı Zahide'yi vermez.Gönlünde bu sevdayla yanarken Arap Mustafa askere gider. O vatani görevi yerine getirirken ağa, Zahide'yi Molla Hasan ile evlendirir. Hemşerilerinin vasıtasıyla Zahide'nin haberini alan Arap Mustafa, çaresizce sevdasını dizelere döker. "Zahide'm kurbanın olam nolacak halım Gene bir laf duydum kırıldı belim Gelenden gidenden haber sorarım Zahide'm bu hafta oluyor gelin"Kırşehir'de kulaktan kulağa yayılan bu sevdayı anlatan dizeler ozanlar, abdallar tarafından söylenir. Fakat hem Zahide hem de Arap Mustafa yaşadığı ve başka insanlarla evli olduğu için açıktan söylenmez. Neşet Ertaş, on üç yaşlarındayken bir köy düğününde bu şiir eline verilir.Arap Mustafa ve Zahide'nin vefatından sonra da yarım kalan sevdanın şiirini düzenleyerek besteler ve 1970 yılında plağa alır. Böylece Arap Mustafa'nın gönül yangını herkeste bir sızı olur.Neşet Ertaş "Zahidem" türküsünün hikâyesini bir röportajında şöyle anlatır: "Biz dedelerimizden beri düğünlerde çalıp söyleriz. 13-14 yaşındayken bizim Kırşehir'in Çiçekdağı kazasının bir köyündeki düğünde elime bir şiir yazılı kâğıt verdiler. Sonradan öğrendiğime göre öksüz bir çocuk yazmış bu şiiri. Bu öksüz çocuğu bir aile evine almış, o da o evin kızına aşık olmuş. Kızın adı Zahide imiş. Çocuk askere gidince kızı başkasına vermişler. Ben bu dörtlükleri düzelttim, 45 yıl önce plağa okudum." Zahidem, Neşet Ertaş ile tüm âşıkların ortak türküsü olur. Bozkırın tezenesi bu durumu "Meğer herkesin bir Zahidesi varmış." diyerek özetler...[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
________________
"Şimdi açsam pencereyi de beklesem. Sen gelsen. Olmaz ya hani geliversen. Hiç bir şey sormasan. Hiç bir şey söylemesen. Sussam... Sussan... Sussak...'' #cemalsüreyya |
|
|
18 Haziran 2021, 15:25 | #10 | |
Alıntı:
teşekkür ederim paylaşım için sevdiğim bi türkü |
||
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|