IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
derya sohbet


IRCd Makaleler IRCd hakkında her türlü makalelere bu başlık altından ulaşabilirsiniz.

8Beğeni(ler)
  • 4 Post By Furkan
  • 1 Post By Mahrez
  • 1 Post By Publisher
  • 1 Post By Başak
  • 1 Post By WildCat


 
 
Seçenekler Stil
Alt 01 Aralık 2020, 14:50   #1
Lâ Tahzen innALLÂHe Meâna
Furkan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Exclamation Sohbet Nedir ?

SÖYLEŞİ (Sohbet)

Söyleşi anlamındaki Arapça'dan dilimize geçmiş olan sohbet kelimesi, iki anlam içerir:

1. Arkadaşlık, yârenlik;

2. Konuşma, görüşme, birlikte oturup söyleşme.

Makalelerin bir konuşma havası içinde daha senli benli olarak yazılan tarzına Söyleşi (Sohbet) denir. Gazete ve dergi yazılarındandır. Bu tür yazılarda, samimiyet esastır. Yazar, düşüncelerini muhakkak kabul ettirmek için okuyucularını zorlamaz. O, daha çok kendi kişisel düşüncelerini ileri sürer. Söyleşilerde, küçük fıkralar ve anılar da malzeme olarak kullanılır.

Söyleşi türünün genel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

**Kompozisyon*türü olarak söyleşi; makale plânıyla, fakat bir karşılıklı konuşma havası içinde yazılan yazılardır.

* Söyleşiler, genellikle günlük sanat olaylarını konu olarak ele alır.

* Gazete ve dergi yazılarındandır.

* Yazarın, okuyucu ile bir sohbet havası içinde senli benli konuştuğu yazı türüdür.

* Yazar, düşüncelerinin doğruluğunda ısrar edici olmaz.

* Söyleşide, daha çok yazarın kişisel düşünceleri ağırlık kazanır.

* Söyleşilerin en önemli özelliği, yazarın samimi, içten bir ifade tarzını ortaya koymasıdır.

* Ayrıca, bu tür yazılarda anılar, fıkralar ve çeşitli güncel olaylar verilerek yazarın duygu ve düşünceleri desteklenebilir.

Makale İle Sohbetin Farkları

1.*Sohbet, makaleden üslûp yönüyle ayrılır. Çoğunlukla, günlük konuların işlendiği sohbet yazılarında senli benli bir anlatım yolu seçilir, hatıralardan, halk fıkralarından, nüktelerden, özlü sözlerden yararlanılır.

2.*Makaleye benzer bir yazı türüdür. Konusu daha çok genel ya da günlük sanat olaylarıdır; fakat konu, tez ve savunma amacı güdülmeden ve karşılıklı konuşma havası içinde, sıcak bir dille yazılır.

Sohbet Türünün Türk Edebiyatı'ndaki Önemli Temsilcileri
  • Ahmet Rasim*- Ramazan Sohbetleri, Muharrir Bu Ya,
  • Suut Kemal Yetkin*- Edebiyat Söyleşileri,
  • Şevket Rado*- Eşref Saati,
  • Melih Cevdet Anday*- Dilimiz Üzerine Söyleşiler,
  • Cenap Şahabettin,
  • Refik Halit Karay,
  • Hasan Ali Yücel,
  • Attila İlhan*gibi yazarlarımız da bu türde eserler vermişlerdir.

Sohbet Örneği

Sözden Söze*/*Nurullah Ataç

Mektuptan açılmış talihim, bir tane daha geldi. Öteki gibi değil bu. Bir kere yazan gizlemiyor kendini, kim olduğunu söylüyor: İsmet Zeki Eyüboğlu adında bir genç. İstanbul Bilim Yurdunda yani Üniversitesinde okuyormuş. Sonra da benimle eğlenmiyor, alaya almıyor beni, över gibi gözüküp alttan alta iğnelemeğe kalkmıyor. Çıkışıyor bana, çıkışıyor ya, haklı olarak çıkışıyor. Eski yazılarımı, şu Öz Türkçe yazılarımı beğenirmiş, yenilerine sinirleniyor, şöyle diyor:

"Geçen günkü Nokta dergisinde Ulus'tan aktarılmış bir yazınızı okudum. Ne çok üzüldüm bilseniz! Yoksa sizi de mi elden kaçırdık? Nerde o eski güzelim Öz Türkçe sözler, nerde o yazınızdaki edebiyat, ahlâk, hak, sanat, merak, şiir gibi tatsız tutsuz Osmanlıca sözler. Niçin şunun bunun sözüne bakıp da düşüncelerimizi değiştiriyorsunuz? O yeni sözleri beğenmeyenler var diye mi yazmak istemiyorsunuz?

Daha böyle çok şeyler söylüyor. O mektubu okurken tatlı bir duygu sardı içimi, "mektup" değil de "beti" dediğim günleri andım. Doğru söylüyor, iyi söylüyor o genç. Utandım kendi kendimden inandığım yoldan dönmenin yeri mi vardı? Bu çıkışmalarına karşılık ne diyeyim de bağışlatayım suçu mu? Var benim de bir özrüm, gelgelelim gençler anlamaz, anlamamaları daha da iyidir. Gene söyleyelim ben.

A çocuğum, ben yaşlandım, kocadım da onun için saptım yolumdan. Bilin ki sevinerek olmadı bu. Gene durup durup o yola özlemle bakıyorum. Bir sevgilinin bir daha evine varamayacağınız bir sevgilinin yoluna nasıl bakılırsa öyle bakıyorum. Biliyorum ki doğru oradadır; güzel oradadır, ancak ben yoruldum, dizlerim kesildi. Bir de o işi başaramayacağımı anladım. Yalnızdım, pek yalnız kaldım. Beni tutanlar, benim o yolda gitmemi dileyenler vardı, uzaktan seslenmekle yetiniyorlardı. Beni özendirmek istemelerine ne denli sevinirsem sevineyim, yanımda kimseyi görememek üzüyordu beni.

Doğrusu, büsbütün de bırakmadım o yolu. Böyle Arapça, Farsça tilcikleri kullandığım yazılarımda gene o sevdiğim, kimini de kendim uydurduğum tilciklere yer veriyorum. Biliyorum, yetmez bu, en doğrusu gene eskisi gibi özTürkçe yazmaktır. Onu yakında, bir dergide gene deneyeceğim.

Çok sevindim o mektuba. Birkaç yıl benim yürüdüğüm bir yolu bırakmak, istemeyenler olmasına çok sevindim. Gençler unutsun benim emeklerimi, onları hiçe saysınlar, Arapça, Farsça tilciklerden kaçınmadığım bir suda sevgiliden geliverecek bir esenleme gibi yüreğimi aydınlatır, güneşler doğurur gönlümde.

İtalyan yazarı Luigi Pirandello'nun bir iki oyununu görmüşsünüzdür, hikâyelerini okudunuz mu? Bay Feridun Timur onlardan otuz altısını dilimize çevirmiş, Millî Eğitim Bakanlığı da bastırmış. Hepsini okumadımsa da okuduklarım çok hoşuma gitti, diyebilirim ki o yazarın oyunlarından daha çok beğendim hikayelerini. Oyunlarında yüksekten atmayı andırır bir hal vardır. Hikâyeleri öyle değil, Pirandello onlarda kişilerini daha iyi gösteriyor, canlandırıyor. Oyunlarında hep bir görüşü savunmak, okuyanları, yahut seyircilerini düşündürmek ister. Hem de çözümlenemeyeceğini söylediği meseleler üzerinde düşündürmek ister. Bir gerginlik vardır oyunlarında, hikâyeleri ise öyle değil, onlardaki kişiler daha canlı, okuyana daha yakın. Herhalde bana öyle geldi.

Bay Feridun Timur da iyi çevirmiş dilimize. Belli ki İtalyanca cümleye bağlı kalmak istememiş, her yerde değilse bile çok yerde: "Bizim dilimizde nasıl söylemeli?" diye düşünmüş. Örneğin bir yerde: "Don Lollo hiddetten küplere biniyordu." diyor. "Küplere binmek" deyimi sanmam ki İtalyancada olsun. Daha böyle çok buluşlar var Bay Feridun Timur'un çevirisinde.

Ama belli ki daha genç bir yazar, o cesareti daima gösteremiyor, bazen acemiliklere düşüyor. İşte bir örnek: "Don Lollo bu sözlere olmaz diyordu. Nafile; olan olmuştu; fakat nihayet kabul etti ve ertesi sabah şafakla beraber, âlet ve edevat torbası s ırtında olduğu halde, Zi Dima Locası Primosole'ye geldi. Nihayet kabul etti." den önce bir "fakat" koymanın ne yeri var? Hele: "avandanlığı sırtında" demek dururken "âlet ve edevat torbası sırtında olduğu halde" demenin cümleye bir ağırlık verdiğini nasıl anlamıyor? Daha böyle kusurlar var Bay Feridun Timur'un çevirisinde, "haykırmak" sözünü çok kullanıyor, hem de "bağırmak" yerine kullanıyor. Gene o hikâyenin bir yerinde: "Küpten olmamak için ihtiyarı orada mevkuf mu tutacaktı?" diyor.

Bir de şunu söyleyelim. "Ciddi Bir Şey Değil" adlı hikâyede şöyle bir cümle var: "Her defasında bir daha aynı hataya düşmeyeceğine dair yemin üstüne yemin ediyor, ahdü peyman ediyor, yeniden âşık olmamak için kahraman bir deva araştıracağını söylüyordu." Bay Feridun Timur böyle konuşmaz elbette "düşmeyeceğine yemin etti ."der. Düşmeyeceğine dair yemin etti." demez. Belki İtalyanlar öyle der, biz demeyiz. "Kahraman deva" da ne oluyor? belli, Fransızların "remède hèroique" dedikleri, İtalyancada tıpkısı olabilir, Türkçede öyle denmez, başka bir şey arasın.

Luigi Pirandello'dan "Seçme Hikâyeler" de böyle ufak tefek kusurlar var, gene de o kitap tatlı tatlı okunuyor, Bay Feridun Timur'u iyi çevirmenlerimizden, yani mütercimlerimizden sayabiliriz. Hele bir şeye çok sevindim: ikinci ciltte dil birinci cilttekinden çok daha iyi. Demek ki Bay Feridun Timur'un çevirileri günden güne iyileşecek. Ben adını yeni duyduğuma göre kendisinin bir genç olduğunu sanıyorum, bundan sonraki çevirileri elbette daha kusursuz olur. Siz de okuyun o hikâyeleri, eğlenirsiniz, hele ikinci cildin başındaki Donna Mimma'dan başlarsanız, bütün kitabı okumak hevesi uyanır içinizde.


Alıntı
________________

Düştüğüm her kuyudan mücadele ederek çıkmayı çocukken öğrendim.

"Aslolan hayattır, hayat da BEŞİKTAŞ"

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
 
Alt 01 Aralık 2020, 17:49   #2
NCL
Mahrez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Çok Mutlu oldum okurken Teşekkürler paylaşım için kardeşim.

________________

"Fark etmek acıydı ama gerekliydi."
 
Alt 01 Aralık 2020, 17:51   #3
Edebî
Publisher - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Emeğine, yüreğine sağlık

 
Alt 01 Aralık 2020, 18:01   #4
~~ Şans ~~
Başak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart

Emeğine Kalemine Sağlık @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Gerçekten Ne Kadar Güzel Sürükleyici Bir Yazı Olmuş Tebrikler

________________



"Şimdi açsam pencereyi de beklesem.
Sen gelsen.
Olmaz ya hani geliversen.
Hiç bir şey sormasan.
Hiç bir şey söylemesen.
Sussam...
Sussan...
Sussak...''
#cemalsüreyya
 
Alt 01 Aralık 2020, 18:18   #5
Standart

Emegine Saglik

________________

No MoRe DramA
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:17.