Yapay zekâ insan zekâsını geçmeye mi başladı? Yoksa biz mi geride kaldık?”



Son birkaç yıldır yapay zekâ öyle bir hızla gelişiyor ki, bazen kendime “Bu iş nereye gidiyor?” diye sormadan edemiyorum.
Artık sadece metin yazmakla kalmıyor; resim çiziyor, kod yazıyor, hikâye anlatıyor, müzik besteliyor… Üstelik bazı alanlarda insandan daha iyi bile yapmaya başladı.

Ve burada asıl soru şu:
Bu yaratıcılık mı, yoksa sadece çok gelişmiş bir kopyalama becerisi mi?
İnsan yaratıcıdır deriz… ama gerçekten öyle mi?
İnsan beyni yıllarca gördüklerini harmanlar, sezgilerle yoğurur ve ortaya bir fikir çıkarır.

Yapay zekâ da milyarlarca veriye bakıp yeni şeyler üretiyor.
Aradaki fark gerçekten o kadar büyük mü?
Belki de biz “insan yaratıcılığı kutsaldır” diye düşünmeye alıştığımız için, bir makinenin bizi geçme ihtimali hoşumuza gitmiyor.

Bazı uzmanlar diyor ki:

“Yapay zekâ düşünemez, hissedemez. Yaratıcı olamaz.”

“Bugün yazdığı şeyler yarın tamamen değişir, özgün değildir.”

“Sanatın ruhu insana aittir.”

Ama diğer bir grup şöyle diyor:

“İnsan beyninin çalışma prensibi de bir nevi veriye dayanıyor.”

“Yapay zekâ duyguları taklit edebilir; bu yaratıcı olmak için yeterli olabilir.”

“İnsanlık tarihte ilk kez kendi zihin yapısına rakip bir şey üretti.”

Peki sizce?

Yapay zekâ:
Bir gün ‘gerçek’ sanatçı olarak kabul edilir mi?
İnsan zekâsını aşabilir mi?
Yaratıcılık tanımını tamamen değiştirebilir mi?
Yoksa her zaman sadece bir araç mı olacak?