![]() |
Kaybolan Zamanlarin Sessizliği Bazı anlar vardır, üzerinden yıllar geçse de sesi kulağımızda, kokusu burnumuzdadır. Bir fincan çayın dumanında annemin sesi, eski bir sandalyenin gıcırtısında babamın gölgesi... Hayat, bazen en çok suskun anlarda konuşur. Koşarken düşürdüğümüz anıları, büyürken unuttuğumuz hayalleri birer birer toplamaya çalışıyoruz şimdi. Ama zaman, bizi hep birkaç adım geriden izliyor. Bazen bir şarkı çalıyor radyoda, çocukluğumun yaz akşamlarına götürüyor beni. Ayakkabılarımızı çıkarıp toprağa bastığımız, gülüşlerin havayı doldurduğu o günler… Ne oldu da büyürken küçüldük? Ne oldu da kalabalıkların içinde yalnız kalmayı öğrendik? Bir köşe başında denk geldiğim yaşlı bir adam, elinde bir mendil, gözlerinde uzaklara dalmış bir zaman. Kim bilir hangi anısını hatırlıyordu? Belki de gençliğini, belki sevdiğini… Bazen hiç tanımadığımız insanların suskunluğu bile bize bir şeyler anlatır, yeter ki dinleyelim. Geçmişi ararken aslında kendimizi arıyoruz. O eski radyonun sesi, tozlu bir defterin sayfası, bir kahve fincanının kenarındaki çatlak… Hepsi birer işaret, unutmamak için. Çünkü bazı zamanlar geri gelmez ama izi hep kalır. Ve biz, o izlerin peşinde büyürüz biraz daha. Kimi zaman bir fotoğrafın köşesinde, kimi zaman bir cümlenin ucunda yakalarız kendimizi. O an anlarsın: Zaman aslında geçmiyor, içimize sığınıyor. Bir zamanlar her şey daha yavaş yaşanırdı. Sabahlar çay kokusuyla uyanır, akşamlar soba çıtırtısıyla uykuya dalardı. Şimdi ne çay aynı tadı veriyor, ne de geceler aynı huzuru taşıyor. Belki de eksilen sadece zaman değil, birlikte yaşanan küçük mucizelerdi. Büyüdükçe fark ettim; bazı duygular yaşanırken değil, geride kaldığında daha çok anlam kazanıyor. Eski bir defterin arasına sıkıştırılmış kurumuş bir yaprak gibi… O yaprak da bir zamanlar canlıydı, rüzgarla dans ediyordu. Şimdi ise sadece bir hatıra… İnsan bazen eski bir radyodan gelen cızırtılı bir şarkıya takılıp kalır. Çünkü o cızırtının içinde çocukluğundan bir ses vardır. Dedem kapının önünde oturur, annem pencereyi açar, biz ise sokağın tozuna karışmış masum kahkahalar oluruz. Şimdi hepsi sessiz… ama hâlâ oradalar, kalbin en derin köşesinde birer fısıltı gibi. Zaman alır götürür herkesi ama bir şey bırakır geride: Sessizlik. İçinde binlerce ses taşıyan bir sessizlik… Ve o sessizliği sadece yüreğiyle dinleyebilenler anlayabilir. |
| Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:58. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Copyright ©2019 - 2025 | IRCRehberi.Net