İNSANLIK ve MERHAMET

Günümüz coğrafyasında merhametsizleştik. Merhametsizleştirildik !
Dünyaya baktığımızda, insanların körlenmiş yüreklerinden başka bişey göremiyoruz.
Felaket üstüne felaket yaşıyoruz salgınlar, seller depremler, savaşlar ve biz insanoğlu sadece izlemekle yetiniyoruz.

Elimiz ayağımız var, gözümüz kulağımız var, idrak duygumuz var, düşüncemiz var lakin bunlar insan olmaya yetiyor mu?

Yüreğimizde sevgi, merhamet acıma duygusu yoksa, kötülükten besleniyorsak, kin öfke hasetlik ateşi yüreğimizi yakıp kavuruyor ise yine de insan sınıfına girer miyiz ?

Gündemi takip ettiğimizde bizi şoke eden binlerce örneklerle karşı karşıya kalıyoruz. Gördüğümüz manzara içler acısı. Birbirini katleden, eşini, çocuğunu öldüren insanlar, çaresizlikten çöpe atilan bebekler, koca dayağindan hastanelik olmuş zavallı kadınlar, cinnet geçirip kayın validesini, kayın pederini öldüren insanlar. Gürültü yaptı diye komşusunu bıçaklayanlar, basit bir konudan dolayı tartıştığı, eski dost ve arkadaşını öldüren insanlar, komşusunun camını indiren arabasını yakan, başkasının dükkanını yağmalamaktan haz alan, zevk alan bir insan kitlesi.

Hâlbuki insan olmanın en büyük özelliği merhamet değil miydi? Evliliklerin en temel taşı sevgi ve merhamet değil miydi? Yüce Allah Rum Sûresi 21. âyet-i kerîmesinde “Aranıza sevgiyi ve merhameti koydum.” demiyor mu? İşte bunları önemsemediğimizde anlıyoruz ki merhamet duygusunu kaybettik.

Dünyanın neresinde olursa olsun, zulüm gören, eziyet çeken, başı darda olanların yerine koymalısın kendini. Merhamet acımak değil, şefkat göstermektir. Gönül yufkalığıdır. Katı yüreklilere merhametsiz dememiz ondandır. Rahmetin kardeşidir merhamet.

Merhamet bir insana yakışan en değerli davranıştır.

Dünyanın dili olsada konuşsa ! İnsanin insana yaptığını kötülüğü hiçbir canli yapmaz! Doğayı bile mahveden, ormanları yakan, biz değil miyiz? Daha çok teknoloji, daha çok kazanç, daha çok tüketim uğruna ne delinmedik ozon tabakası bıraktık gök yüzünde, nede yeryüzünde sağlıklı sebze ve meyve. Artık hormonlu ve genetiği bozulmuş GDO’lu gıdaları yemeğe mahkûm olduk. Göklere uzanan lux evlerimiz olmuş olabilir, ama nefes alabileceğimiz, temiz oksijenimizi tükettik, yeşile dair birşey bırakmadık çevremizde ! Göllerimizi atık sularla zehirledik, hayvanları yuvalarından ettik.

Atalarımız “Komşu komşunun külüne muhtaç” derlerdi. Sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed sav. ’’Komşusu açken tok yatan bizden değildir.’’ demiştir… Ne de güzel söylemiş ! Biz ne yaptık? Komşularımızla muhabbeti sohbeti kestik! Tıkıldık lux otuz kırk katlı apartmanlara. Hangimiz biliyoruz komşumuzun derdini kederini ? Herseyi tüketiyoruz, arkadaşlıkları, dostlukları sevgileri, aşkları… Şimdi şikayet ediyoruz. Yazık ediyoruz, yazık! Hem kendimize hem de insanlığımıza!

En samimi, güzel ve eğlenceli sohbetler sohbetbaslar.com’da.

Mutlu olalım, Mutlu kalalım, Mutlu edelim…