Loverman |
24 Eylül 2020 20:39 |
hayatın sis perdesi
bir sis perdesi içinde yaşayan bedenler nasıl ki göremezlerse az ilersinde olan biteni, biz de o durumdayız işte... kiminin uyanmak istediği, kimininse uyanmaktan korktuğu bir rüyayı öyle benimsemişiz ki, hayat demişiz adına... cehennemi burada yaşadığımızı fark edememişiz. kararlarımız kara bağlamış, beyaza çıkamamışız...
beyazlar rüyalarda kalmış, biz, bakakalmışız ardından. aynadaki "biz" e isyan etmeyi unutmuşuz. o kadar inanmışız ki bize öğretilenlerin doğru olduğuna, kendi doğrularımızı korkmuşuz söylemeye. utanmışız aynada gördüğümüz yüzle yüzleşmeye... yüz bulamamışız içimizdeki "biz" e merhaba demeye. yaşamak, öğretilmiş bize, nasıl yaşayacağımız sorulmamış... doğru ve yanlış öyle bir bastırılmış ki ruhumuzun derinlerine, yanlışların doğru, doğruların yanlış olduğunu düşündüğümüzde bile nefes alamamış düşünceler, bize öğretilen ruhun altında.
kendimizi cezalandırmak, bizi cezalandırmalarından daha az acı verir olmuş. oysa bilinmez mi ki; en büyük ceza, kişinin kendine verdiği yük ve yaptığı baskıdır... öyle korkmuşuz ki içimizdeki "ben" in doğrularını söylemekten, tüm öğretilenler doğru sayılmış yaşamak adına...
artık tüm cesaretimizi toplayıp, tüm korkularımızı yenip, bu rüyadan uyanmanın, ve "hayır!" diye haykırmanın zamanıdır. ne korkularımız engel olabilir varlığımızı, tüm öz benliğimizle hayata sunmaya, ne de engin gücünü yıllarca omuzlarımızda hissettiğimiz önü sisli, arkası boş ayna... artık aynadaki yüzüm ile yüzleşmeye de cesaretim var, doğru bildiklerimin, öğretilenlerle çatıştığı noktada sesimi yükseltmeye de... sarsılın... uyanın o derin kasvetli uykudan...
bize öğretilen bir yaşamdan, tüm anları dolu dolu hissedilen bir yaşama uyanın... yüreğiniz ve siz, en doğru ve en gerçeksiniz...
Alinti
|