her dinlediğimde kulak verdiğim, söylediğim, yaşadığım türküdür. ve bilirim ki türküler dinledikçe, söyledikçe; en önemlisi de yaşadıkça huzur veren şaheserlerdir..

bu eser her seferinde bu hissiyatı külliyen yaşatan nadide bir güzellik, dokunuştur.. ve size her dokunuşunda, orada, yani cezaevinin kapısında bulursunuz kendinizi.. siz, notalar ve efradınız... gerisi büyük bir boşluk, kayıp bir masaldır..

Cahit Berkay & Derya Petek / Metrisin önünde

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

ask oyle bir zamanda çıkar ki bazen, kendi kendine gelin/guvey olup tam bir birey, eksiksiz bir kisilik olduguna inandıgın anda karsina dikiliverir. bunye asırı ozguven ve kendini begenmislik depoladıgında, bir iliskiye ihtiyacim yok, gayet oturmus bir hayatım var, ailem arkadaslarim okulum işim hersey mukemmel, puruz yok, olsa da aşarım superim kendime yetiyorum diye tavan yaparken çıkar ortaya. once onu dusunurken daha mutlu oldugunu farkedersin, daha sonra onsuz nefes bile alamadığını...

sabah sonsuz bir özlemle kalktığında kafanda bir ses çınlamaktadır; "n'oldu, super insan? n'oldu, artik kendine yetmiyor gibisin. bir onu görmek icin herşeyini verebilir gibisin, yoksa artık tek başına hiç misin?" evet eskiden herşey tamdı ama o gelince kendine yerler açtı, şimdi o yerleri ancak o doldurabilir. hiç değilsen de o olmazsa ölüsün. çünkü bağımlısın. ama bağımlı olmayı seviyorsun ve kafanda çınlayan sesten gocunmuyorsun bile, sadece hayret ediyorsun, seni aşan boyle bir güç olduğuna. aşkın neden sürekli tanımlanmaya çalışıldığını anlıyorsun. sonra bu da benim tanımım diye sayfalarca yazıyorsun...

-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

insanların çevresine ördüğü duvarların arşa değdiği şu zamanda birinin sana güvendiğini bilmek. seninleyken gardını düşürdüğünü, maskesini çıkardığını görmek. birinin bütün samimiyetiyle içini dökebileceği, yorgunluğunu paylaşabileceği arkadaşı olmak.

sarılmak.

kollarının arasında birinin sıcaklığını hissetmek. nefes alıp verişini göğsünde duymak. birinin sana, kendini kollarına bırakacak kadar güvendiğini bilmek. o güveni boşa çıkarmamayı boynunun borcu saymak.

güldürmek.

birinin yüzündeki gülümsemenin sebebi olmak. onun hayatına dokunmak. bir süreliğine bütün dertlerini unutturmak.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

yaşadığım en güzel his kesinlikle denizin dibinde, derinde olduğundaki o boşluk ve rahatlık. ağzınızda tüp varken aynı hissi yaşayamıyorsunuz ama kendi nefesinizle o 5 metreden sonraki derinliğin verdiği duygu bambaşka bir şey bence.

keşke daha da kalabilsem diyorsunuz. daha güzel bir hisse rastlamadım. solungaçlarım çıksa hemen kabul ederim. :)


Alıntı*