IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
Sohbet chat


💬 Bu Alana Reklam Ver ! 🎉 Hemen Katıl!
 
Seçenekler Stil
Alt 15 Nisan 2020, 14:34   #1
Guest
CeReN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Resveratrolun Yaslanma, Cilt ve Antiviral Etkileri

Resveratrol cogunlukla uzum kabugunda ve kirmizi sarapta bulunan bir polifenoldur. Mevcut kanitlara dayanarak, ilimli olarak kirmizi sarap icmek muhtemelen kardiyovaskuler sagligi desteklemektedir ancak bunun yaninda akne, yaslanma ve cilt uzerinde baska faydalari oldugu da iddia edilmektedir. Bu makale de resveratrolun cilt ve yaslanma uzerindeki yararlari hakkinda bilgiler bulunmaktadir.

Akne
Akneli 20 kisiden olusan klinik bir calismada, resveratrollu bir jel 2 ay boyunca pozitif sonuclar gosterdi. Akne siddetini neredeyse % 70 oraninda azaltti ve genel cilt sagligini % 50’nin uzerinde hicbir olumsuz etki olmadan iyilestirdi. Ekip, resveratrollu kozmetik urunlerin sabit oldugunu ve buzdolabinda saklandiginda (4 °C/40 °F’de) bozulmadigini kesfetmistir.



Antioksidan Savunma
Bilim adamlari, resveratrolun cift antioksidan aktiviteye sahip olabilecegine inanmaktadir. Bu da dogrudan bir antioksidan olarak ve diger antioksidan enzimleri, genleri ve yollari artirabilecek bir bilesIk olaraktir. Antioksidan iddialar, saglik yararlarinin cogunun temelini olusturmaktadir. Bu teoriye dayanarak, oksidatif stres ve inflamasyon kalp hastaligi ve diyabetten kansere ve bilissel gerilemeye kadar cok sayida hastaligi tetikler veya kotulestirmektedir. Resveratrol, asagidakiler dahil olmak uzere hucresel ve hayvan calismalarinda antioksidan enzimleri arttirmistir:
• SOD ve NRF2, detoks merkezinin onemli bilesenleri ve antioksidan savunma
• Glutatyon
• Hemoglobinden antioksidanlara ve demire kenari parcalayan hem-oksijenaz 1
• Oksidatif hasardan koruyan katalaz
• Yaslanmaya bagli genleri kapatan ve proteinleri koruyan sirtuinler ve SIRT enzimleri
Ayni zamanda, sinirli calismalar resveratrolun serbest radikalleri ve enflamatuar maddeleri (iNOS, Miyeloperoksidaz, NADPH oksidaz dahil) azalttigini gostermektedir.

Enflamasyon
Resveratrol, inflamasyon uzerindeki dolayli antioksidan etkilerinin yani sira, spesifik inflamatuar surecleri etkilemek icin teorilestirilir. Birincisi, ayni zamanda yaygin olarak kullanilan agri kesiciler ve antienflamatuar ilaclarin (Motrin gibi NSAID’ler) ana hedefi olan enflamatuar COX enzimlerini bloke edebilir. Ancak resveratrolun mekanizmasi ve antienflamatuar potansiyel klinik olarak dogrulanmamistir. Bazi bilim adamlari, resveratrolun asagidaki enflamatuar oyunculari da (hayvanlarda veya hucrelerde) engellediginden suphelenmektedirler:
• Bazi teorilere gore, vucuttaki en onemli ve derin koklu inflamasyon tetikleyicilerinden biri olan NF-kB yolu
• Artrit gibi otoimmun hastaliklarda inflamasyon ve doku hasarina neden olan bagisIklik hucreleri tarafindan uretilen bir protein olan HMGB1
• Kronik inflamasyonu olan kisilerde, IBD, obezite, kanser veya Th1/Th17 baskinligi gibi otoimmun hastaliklarda sorunlara katkida bulunabilecek STAT3

Yaslanma Karsiti Potansiyel
Resveratrol, size olumsuzluk kazandiracak filozofun tasi olmayabilir, ancak bilim adamlari, yaslanma ile ilgili bazi onemli hastalik yollarini faydali bir sekilde etkileyip etkilemeyecegini gormek istiyorlar. Hayvan ve hucresel arastirmalara dayanarak, resveratrolun yasa bagli bazi bozukluklarla mucadele edebilecegini varsaymaktadirlar.
• Hayvanlarda omrunu uzatan kalori kisitlamasinin etkilerini taklit etmek
• Oksidatif stresi ve iltihabi coklu seviyelerde azaltmak (enzimler, bagisIklik hucreleri, gen ekspresyonu)
• Yaslanmayi tesvik eden genleri kapatan SIRT1’i etkinlestirme

Yaslanma, Enflamasyon ve Otofaji
Bilim adamlarinin yaslanmayi aciklamak icin kullandiklari teorilerden biri “hucresel yaslanma” yi icerir. Yaslanma ile hucreler yaslanmaya ve strese karsi daha az direncli hale gelir, islevlerini kaybederler ve enflamatuar maddeler uretmeye baslarlar. Hucresel duzeyde bu islev kaybi ve iltihaplanma daha sonra organlara ve dokulara kadar uzanir: beyin, kalp, kaslar, cilt ve bagirsak ve bir butun olarak vucut – ayrica, ozellikle vucut yapamiyorsa veya otofaji adi verilen bir islemle islevsiz hucreleri ortadan kaldirmaz. SIRT1, hucresel yaslanmayi tetikleyen genleri kapatabilen bir enzimdir. Bilim adamlari, SIRT1’i aktive ederek resveratrolun en azindan hucresel calismalara dayanarak yaslanma surecini epigenetik olarak engelleyip engellemeyecegini merak etmektedirler.

Otofaji ve Hucresel Kalite Kontrol
Otofaji, hasarli hucrelerin yok edilmesini tetikleyen, parcalanmis hucrelerin urunlerini yeni ve saglikli olanlari yapmak icin geri donusturen normal bir surectir. Otofaji vucudun ana “Kalite Kontrol Gorevlisi” dir. Bazi teoriler yaslanma ve yasa bagli hastaliklari bozulmus otofajiye baglamistir. Bu teoriler hala bir arastirma konusu olmasina ragmen, henuz onaylanmamis veya reddedilmemistir. Otofaji teorileri ayrica kalori kisitlama uygulamalarinda son zamanlarda yasanan patlamaya yol acti. Kalori kisitlamasinin otofajiyi aktive ederek uzun omurlulugu ve saglikli yaslanmayi destekledigi soylenmektedir.
Bununla birlikte, kalori kisitlamasi herkes icin guvenli degildir. Gunluk diyetlerinde yeterli besin almak icin mucadele eden yasli veya zayif insanlar icin ozellikle zor olabilir. Hayvan calismalarinda, resveratrol kalori kisitlamasina benzer faydalar saglar ve gunluk kalori alimini azaltmaya gerek kalmadan otofaji induksiyonunu arttirir. Bu etkiler henuz insanlarda arastirilmamistir. Resveratrolun insanlarda omrunu uzayip uzatamayacagini belirlemek icin klinik calismalara ihtiyac vardir.



Seks Hormonlari Uzerine Etkileri
Bir arastirma ekibine gore, resveratrol hem erkeklerde hem de kadinlarda ureme sagligini etkileyen ostrojene cevabi dengelemeye yardimci olabilir. Erkek sicanlarda resveratrol, herhangi bir olumsuz etki olmaksizin testosteron ve sperm sayisini arttirmistir. Bilim adamlari, beyindeki hipofiz yoluyla hipotalamustan seks hormonu salinimini kontrol eden HPG – hipotalamik-hipofiz-gonadal eksenini aktive edebilecegini dusunmektedir. Kadinlarda resveratrol biraz farkli bir sekilde hareket edebilir. Menopoz sonrasi 40 kadinin bir denemesinde resveratrol (12 hafta boyunca 1 g/gun) ostrojen veya testosteronu etkilemedi, ancak seks hormonlarini baglayan ve onlari kandan (SHBG ) % 10 oraninda tasiyan proteini arttirmistir. Ayrica meme kanseri riskini azaltabilecek ostrojen metabolizmasini gelistirmistir.
Hayvanlarda ostrojen (aromataz) yapan enzimi bloke eder ve ostrojen reseptorlerini hafifce aktive eder. Resveratrol, dengeleyici bir etkiye sahip ostrojen reseptorlerine cok daha zayif ostrojen reseptorlerine baglanir: bu kadin cinsiyet hormonu dusuk oldugunda (menopozdan sonra oldugu gibi) ostrojen benzeri aktiviteyi arttirmaya veya cok yuksek oldugunda azaltmaya yardimci olabilir. Daha fazla insan calismasina ihtiyac vardir.

Enfeksiyonlar
Antiviral aktivite
Hucre temelli veya hayvan calismalarina gore Resveratrol’un bazi viruslerle mucadele eylemleri vardir. Asagidakilere karsi etkiliydi:
• Ordekler ve kazlarda ve hucrelerde herpes virusu enfeksiyonu
• Hem oral herpes (HSV-1) hem de genital herpes’e (HSV-2) neden olan virusler
• Grip ortak yol acan virus, soguk
• Opusme hastaligi
• Farelerde ve hucrelerde (Insan meta pnomonisi ve Insan rinovirus virusu) akciger enfeksiyonlarina (Solunum Sinsityal virusu ) neden olan virusler
• Akciger enfeksiyonlari uzerindeki etkisi kuersetin ile birlikte artmaktadir
• HIV-1, anti-HIV ilac decitabine ile sinerjizmde
• Varicella zoster
• Bagirsak enfeksiyonlarina bagli virusler (Enterovirus 71)
• Afrika domuz atesi virusu
Bununla birlikte, klinik calismalar yoktur ve resveratrolun insanlarda viral enfeksiyonlar uzerindeki etkileri bilinmemektedir.
Antifungal aktivite
Resveratrol, hucre bazli bir calismada Candida albicans mayasina karsi arastirilmistir.
Antibakteriyel aktivite
Resveratrol, enfekte hastalardan alinan bakteri orneklerinde MRSA’ya (Metisiline Direncli Staphylococcus aureus) karsi aktiftir. Bilim adamlari luteolin ve quercetin ile sinerjisini arastiriyorlar. Diger hucre tabanli calismalarda, resveratrol asagidakilere karsi antibakteriyel aktivite gostermistir:
• Ulsere neden olan E. Coli, bu durumda zayif biyo yararlanimi bagirsakta istenen etkileri elde etmek icin yararli olabilir
• Akne olusturan bakteriler (Propionibacterium acnes), jel veya krem olarak uygulanabilir
• STD’ye neden olan bakteriler (Haemophilus ducreyi)
• Ishale neden olan bakteriler (Arcobacter butzleri ve Arcobacter cryaerophilusa)
Klinik arastirmalar, bu flavonoidlerin belirli bakteriyel enfeksiyonlari olan kisilerde tamamlayici yaklasimlarin bir parcasi olarak kullanilma potansiyeline sahip olup olmadigini belirlemelidir.
 
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:16.