![]() |
| | #1 |
| Ölüm var ama saati yok o an tüm hayatın, gözlerinin önünden geçer. Çocukluğun, gençliğin, evlenip çocuklara karıştığın, torunlarınla oynadığın o muhteşem anılar şimdi teker, teker gözlerinde. Şöyle bir kafanı kaldırıp baktığın da boş bir tavan ve boş bir hastane odasında oldugunu anladığın an işte ölüm gelmiş dersin. Oysa ki hiç beklemiyordun öylece her gün yaptıgın hayat koşuşturması içinde günler, gelip geçiyordu. Taki ansız bir hastalığa düşene kadar. Şimdi ne yapıcam, neredeyim kaygısı ile baş başasın. Ama gözlerin yine dalıp uzaklara gidiyor belki bu kapıdan bir çocuğum gelir diye umud ediyorsun. Ama bu öyle bir hastalık ki sevdiklerini bile son kez göremiyorsun, onlara ne kadar çok sevdiğini söyleyemiyorsun. Ve en önemlisi ise helallik alamıyorsun, onca yaptığın onca şeylerin sonu böyle tek başına kalmakmıydı diye uzun, uzun düşünüyorsun kesin. Ama yinede insan biliyor ki uzaktada olsa, gelemesek'te yaptıgı iyilikler unutulmaz. Şimdi en çok da kendine kızıyorsundur hey gidi koca adam nasılda böyle yaşlanıp düştüm bu hallere diye. Ama işte her insan gibi hepimizin sonu böyle bir avuç toprak. ( Enbiya Süresi 34-35. ayetleri: “Senden önce de hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. ) Hepimiz ölümü tadıcağız o yüzden, ne kalp kırıp üzülücek kadar vakit var nede boş işlerle kafamızı yoracak kadar zamanımız anı yaşayıp mutluysak ne mutlu bize.. 👍 7 | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |