![]() |
| |
| | #1 |
DOWN SENDROMU NEDİR? 👍 6 | |
| |
| | #2 |
| Bir şeylerin kontrolümden çıktığını düşündüğümde perspektif sağlaması açısından sık sık okuduğum bir yazıyı zamanında çevirip bir çok platformda yayınladım. Bugün de burada paylaşmak istiyorum. Çeviriyi kendim yaptığım için şimdiden affınıza sığınıp, yazının orijinali için de bir link bırakıyorum. Son olarak, umarım bir gün farklarımızın bütünleştirdiği bir dünyaya uyanırız. 1987 yılında, Down Sendromlu bir çocuğun annesi olan Emily Perl Kingsley tarafından yazılmış kısa bir hikaye. HOLLANDA’YA HOŞGELDİNİZ Emily Perl Kingsley Benden sık sık engelli bir çocuk yetiştirmenin nasıl bir deneyim olduğunu anlatmamı istiyorlar. Bu sıradışı deneyimi paylaşmayan insanların anlamaları ve nasıl hissedildiğini hayal edebilmeleri için... Bu şöyle bir şey... Bir bebeğin olacağı zaman, bu şahane bir tatil gezisi planlamak gibi. İtalya’ya bir gezi. Bir sürü gezi rehberi alıyorsun ve harika planlar yapıyorsun. Kolezyum. Michelangelo’nun Davut Heykeli. Venedikteki gondollar. İşe yarayacak, İtalyanca bazı cümleler öğrenebilirsin. Tamamı heyecan verici. Aylarca süren sabırsız bekleyişin ardından o gün geliyor. Eşyalarını topluyor ve yola koyuluyorsun. Birkaç saat sonra, uçak iniyor. Hostes kabine girip, “Hollanda’ya hoşgeldiniz!” diyor. “Hollanda?!?” diyorsun. “Ne demek Hollanda?? Ben İtalya diye anlaştım! Benim İtalya’da olmam gerekiyor. Hayatım boyunca İtalya’ya gitmeyi hayal ettim.” Ama uçuş planlarında bir değişiklik olmuş. Hollanda’ya inmişler ve orada kalmak zorundasın. Önemli olan şey, seni korkunç, iğrenç, çok pis, ölümcül ve bulaşıcı hastalıklarla dolu, kıtlık ve rahatsızlık olan bir yere getirmedikleri. Sadece farklı bir yer. Yani gidip yeni rehberler almak zorundasın. Ve yepyeni bir dil öğrenmek zorundasın. Ve başka türlü asla tanışmayacağın yepyeni bir grup insanla tanışacaksın. Sadece farklı bir yer. İtalya’dan daha yavaş tempolu; İtalya’dan daha az gösterişli. Ama biraz zaman gecip soluklandıktan sonra etrafına bakmaya başlıyorsun... ve farketmeye başlıyorsun ki Hollanda’nın yeldeğirmenleri var... ve Hollanda’nın laleleri var. Hollanda’nın Rembrandt’i bile var. Ama senin tanıdığın herkes İtalya’ya gidip gelmek ile meşgul... Ve hepsi orada ne kadar harika zaman geçirdikleriyle ilgili böbürleniyorlar. Ve sen hayatının geri kalanında, “Evet, benim gitmem gereken yer de orasıydı. Öyle planlamıştım.” diyeceksin. Ve bu acı asla, hiç, hiç, hiç geçmeyecek... çünkü o hayalin kaybı, çok çok önemli bir kayıp. Ama... eğer hayatını İtalya’ya gidemediğin gerçeğinin yasını tutarak harcarsan, çok özel ve çok güzel olan şeylerin tadını çıkarma özgürlüğüne asla sahip olamayabilirsin... Hollanda’ya dair. Yazının İngilizce orijinali: [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] 👍 5
________________ “Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.” ~ Og Mandino | |
| |
| | #3 |
| Bir anne yazabilirdi bunu ancak harika bir anlatım tarzı @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
paylaştığın için teşekkürler 👍 1 Konu UlaK tarafından (03 Eylül 2020 Saat 07:40 ) değiştirilmiştir.. | |
| |
| | #4 |
| Rica ederim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]
. Sanırım cennet bu yüzden annelerin ayakları altında :) 👍 1
________________ “Always will I bathe my days in the golden glow of enthusiasm.” ~ Og Mandino | |
| |
| | #5 |
| Down sendromu hastalık değil, FARKLILIKTIR.. Tıpkı bizler gibiler, +1 farkla. 👍 1
________________ Öpüşmek; alt katı kiralamak için, üst katta yapılan anlaşmadır.. | |
| |
| Kilitli |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |