Moda dünyasında bazı aksesuarlar vardır ki dönemin ruhuna her seferinde yeniden uyum sağlar. İnce dokunuşuyla bir silueti tamamen değiştirebilen ince atkıbu sezon tam da böyle bir dönüş yapıyor. Kalın, hacimli atkıların konforunu elbette kimse inkar edemez, ancak modern kadının temposuna ayak uydurmak için artık daha zarif, daha hafif ama bir o kadar da etkili parçalara ihtiyaç var. İnce atkılar işte tam da bu boşluğu dolduruyor. İnceliği sayesinde boynu narin bir biçimde çerçeveliyor, kıyafete zarif bir hareket katıyor ve en sade kombinleri bile stil sahibi bir görünümle buluşturuyor.

Bu aksesuarın geçmişi aslında kısa değil. 1920’lerin özgür ruhlu kadınlarından 1970’lerin bohem ikonlarına, 2000’lerin indie-sleaze döneminin cool it-girl’lerine kadar defalarca karşımıza çıktı. O yıllarda Alexa Chung ve Kate Moss gibi isimler ince atkıyı rock’n’roll bir tavırla taşırken, bugün aynı parça çok daha rafine bir şekilde, minimal çizgilerin içinde yeniden doğuyor.



İnce atkının en büyüleyici yanı, taşıyan kişinin tarzına göre şekil değiştirebilmesi. Düz bir beyaz tişörtle birleştiğinde şehirli bir sadeleşme hissi yaratıyor; blazer ceketle kullanıldığında ise ânında sofistike bir havaya bürünüyor. Moda artık büyük jestlerden çok, küçük detayların inceliğinde gizli olduğundan, ince atkılar tam olarak bu yeni anlayışın bir sembolü hâline geliyor.

Sonbahar ve kış aylarında katmanlı giyimin kaçınılmaz olduğu günlerde, ince atkılar çok fazla hacim yaratmadan sıcak tutuyor ve görünümü tamamlıyor. Kısacası ince atkılar yalnızca bir aksesuar değil; geçmişin nostaljisini bugünün zarafetiyle harmanlayan, minimalizmin en stil sahibi yorumlarından biri hâline geliyor.

Kaynak: vogue