Sen bir kadını üzerek tek seferde çektirirsin. O taksitlere bölüp sana taksit taksit ödetir.

Sekiz takla atan arabanın kara kutusu açıldı. İşte son sözler; Necati seninle konuşurken yüzüme bak.

Aşk dediğin şey bitki isimleri başlar ancak hayvan isimleriyle sona erer.

Ateistlerin bulunduğu bir ortama girip “Allah’ınız yok mu lan “ diye bağırasım var.

Mona Lisa tablosunun neden bu kadar sevildiğiniz şimdi anlıyoruz. Kadın hiçbir şekil de konuşmuyor ki…

Şehirler arası otobüsün mola yerindeki yıkanışı seyretmekten zevk alanlar gelin toplanalım.

O kırılacak sus, bu üzülecek sus, her şeyi içine at.. Sanki insan değil, elektrik süpürgesiyiz.

Güzel kızların susturucu gibi hapşırdığını hiçbir zaman anlayamayacağız.

Eğer bir gün “çok mutluyum, hayat çok güzel” falan yazarsam, anlayın ki hesabım çalınmıştır.

Türk kızını Mars’a yaşam kanıtı aramaya göndersen “ben niye arıyormuşum önce o arasın” der.

Dolmuşçu bile “bırakır mısın?” dediğin yerde bırakmıyor. Ayrılığı kabullenmek doğamızda yok.

İlkokulda sıra arkadaşıyla sıraya çizdiği sınır çizgisini teneffüste gizlice büyüten insanlar var aramızda biliyorum.

Beynimin sayısal için çalışan bölümünde ya tümör var ya oksijen gitmiyor ya da öle bir kısım yok.

Ayağa kalktıktan sonra ben ne yapacaktım ya diyenler toplansak “Biz niye toplanmıştık ya” deriz bu seferde.

Vücudumuz sadece 25 yaşına kadar gelişiyormuş. Göbek ve kalçanın bundan haberi yok galiba.