"Size kendinizi kötü hissettiren sadece ve sadece kendi düşünceleriniz; dünyada size zulmeden tek kişi kendinizsiniz."

Yüzyıllardır oynanmasına rağmen hiçbir seyirci sahneye fırlayıp Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde Titanic defalarca izlenmiştir. Bitecektir korkusuyla aşktan kaçarsan hayattan hiçbir tat alamazsın. Çünkü Romeo ölmeli, Titanic batmalı ama aşk her şeye rağmen yaşanmalı..

Olasılıksız

Bazı şeyler de vardır ki, doğası bozulur sürekli çatlak çıkan seslerle; düşün ki, sessizliğin çiğnenen binlerce gövdesi içinden biri, henüz vermek niyetinde değil son nefesini; bu demektir ki, iki seçeneği var bu çırpınışın benim karşımda; ya elini verecek uzanan elime ya da terkedilecek tükenişin o iflah olmaz yalnız yolculuğuna. Yeniden düşebilir belki bu aymazın körelmiş gözleri gerçeğin ışık gölgelerinden birine, kurtulduğunda yalnızlığın içi boş kerametinden.

Soysal EKİNCİ

İnsan birini sevince onun elini tutup dünya ile savaşabilmeli. Siz, sevdiğiniz kişi ile savaşıyorsunuz.

Çağrı T.

“İnsanın umutsuzluğa alışması, umutsuzluktan da beterdir.”

• Veba | Albert Camus

Sor ona! İnsanları seviyor muymuş?

Benim Üniversitelerim / Maksim Gorki

Ömer Hayyam der ki "Ben düşündükçe var dünya; ben yok, o da yok."
Kafamızda büyüttüğümüz problemler, yaşadığımız
üzüntüler, ya da sevinçler hepsi bizim izin verdiğimiz kadar varlar hayatımızda. Nasıl ki hiç görmeyen birine gökkuşağının güzelliğini, hiç duymayan birine de melodileri anlatamayız işte bu da tam öyle bir şey. Bizim gördüğümüz, müsaade ettiğimiz kadar var bu hayattaki çoğu şey. Çünkü bu hayat biz varsak var.

Bu gözlere bakarak , bu eriyip gitmiş ellere dokunarak seni affetmek öyle zor ki !
Beni öp bir kere daha ve gözlerine bakmama izin verme..

Bana yaptıkların için seni affediyorum. Katilime aşığım ben !
Ama kendine yaptıklarını nasıl affederim.?

Uğultulu Tepeler

"bir gün nasılsa bütün acılar eskiyecek
yüreğini kurtar."

Arkadaş Zekai Özger, Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası

''Ölüm, yaşayabilmek için sonsuzca kaçtığımız, ama sözcükleri yaşatabilmek için kucak açtığımız..''

Nilgün MARMARA / Kırmızı Kahverengi Defter / S: 25