CoVID-19 - Korkuyla Yaşamak
 

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

Sanırım hepimiz aklımızı yitirmek üzereyiz. İçimize korku salmaktan başka işe yaramayan medya ve araştırmayı sevmeyen yapımız birleşince ortaya tam bir deli kazanı çıkıyor.
Tüm insanlık olarak aklımızı yitirsek hiç fena olmaz esasen ama yine de büyük risk.
Ben biraz bakındım. WHO ve NIH bildirilerine baktım mesela... Öncelikle coronavirüsü (kısaca CoV) öyle sandığımız kadar yeni değil, en azından ailesini biliyoruz. Hani 2003’te hepimizi öldürecek SARS virüsü vardı ya işte onun tam adı SARS-CoV. Hani 2012’de ilk kez çıkan ve bütün Ortadoğu seyahatlerini etkileyen MERS virüsü vardı ya işte onun tam adı da MERS-CoV. Aralık 2019’da ilk defa varlığından haberdar olduğumuz bu akrabaya CoVID-19 isminin verilmesinin sebebi de tam olarak bu. Çaresi var, daha hızlı yayılmıyor, abartıyorlar, aslında sıradan bir durum falan filan demiyorum. Azıcık sakin olalım diyorum.
Aslında her grip sezonu almamız gereken önlemleri alıp, sonunda bu önlemleri alışkanlık haline getireceğimiz için şanslı hissedelim diyorum. Ellerini yıkayan bir toplum olalım ya hu! Çok mu kötü?

Yine WHO’ya göre 2016’da 793,000 kişi intihar sebebiyle ve 1.6 milyon kişi diyabetten ölmüş. 2017’de yayınlanan bir istatistiğe göre her grip sezonunda 650,000 kişi gribe bağlı solunum yolu hastalıklarından ölüyormuş. Ve her sene 17.9 milyon kişi kardiyovasküler yani kalp ve damar hastalıkları yüzünden aramızdan ayrılıyormuş.
4 gün önce yayınlanan bildiriye göre COVID-19 sebebiyle Çin dışında ölen kişi sayısı 484. Henüz binler, milyonlar değil. Bazılarımızın bu virüs yüzünden zor zamanlar yaşayacağı kesin. Milyonlar olur mu olmaz mı bilmem lakin bu kadar çok korku ve panikle yaşarsak diyabet ve kalp rahatsızlığı gibi kronik hastalıkların istatistiklerini arttıracağımız da kesin.

Son olarak, Nebraska üniversitesinde aşı araştırmaları klinik deneme aşamasında. Bir aşının bu kadar kısa sürede klinik deneme aşamasına gelmiş olması bizlerin anlayabileceği bir tabirle ışık hızına eş değer. Kriz yönetimi, belkide ilk defa, hemen her ülkede fazlasıyla kendisini göstermekte.
Korkunuzun beyninizi ve ruhunuzu ele geçirmediği, bol sabun kokulu ve huzurlu günler dilerim.

D.T.

Ziyadesiyle abartıldığı kanaatindeyim.İnsanlar virüsten değil fakat endişe ve korkudan hasta olacaklar! yaşam kalitesini düşürmekte cabasi.
Altından ne çıkacağını tahayyül edemiyorum.

Ömrüne bereket, gecene huzur yağsın..

Arkadaşlar normal Gripten farkı yok sadece dikkat etmemiz lazım bol bol vucudumuzun D vitamini Alması lazım Hayırlısı ile bu Sorundan rahatlıkla kurtulacagız.:cici:

Evet, bazılarımız bu virüsün sebep olduğu hastalıktan öleceğiz ama hepimiz değil. Ölüm korkusuyla, anksiyeteyle yaşanmaz ki ya hu.
İntihar sayısını azaltmak için terapiye gitmiyoruz, diyabeti azaltmak için sağlıklı ve dengeli beslenmiyoruz. Kalp hastalığı için zaten her gün egzersiz yapmıyoruz. Bir ellerimizi yıkayıp, yüzümüzü gözümüzü ellememek, insanlarla aramıza biraz mesafe koymak zorunluluğu mu bizi çıldırttı anlamıyorum.
Çeşit çeşit komplo teorileri üretilmesi de cabası. Oysa bu “hepimiz öleceğiz!” Paniğinin ve benzerlerinin 2003’den beri o kadar çok örneği var ki... İçime fenalık geldi vallahi.

Normal gripten farkı yok diyerek insanların endişelerini küçümsemek istemiyorum sevgili Joe. Lakin haklısınız, normal gripten bile her sezon 650,000 kişi ölüyorken bu kadar panik fazla. Bu da geçecek...

Sonunda, çoktan oturmuş olması gereken, bir çok kişisel bakım ve hijyen alışkanlıkları oturur inşallah.
Ve Allah kabul etsin sevgili oMeN.

Ne yiyip, ne içiyorsunuz bilmiyorum ama benim suyuma da bir damla karıştıralım lütfen sevgili L_. Bu rahatlıktan bana da lazım :D

Ciddi anlamda bir panik havası var. Bir de grip olunca insan endişe ediyor. Marketlerde kolonya kalmamış ve temizlik malzemeleri iki üç katına çıkmış. Insanımız gerçekten tuhaf. Kalemine sağlık canım çok güzel ifade etmişsin.

;ççk

Sensin piremses ;v6