|
|
08 Kasım 2022, 14:51
|
#1 |
  |
ÖNYARGI ve ELEŞTİRİ
 ÖNYARGI ve ELEŞTİRİ Gelin bu hafta felsefik bir tartışma yapalım ve tarihin kendisi kadar eski ama kaç yüzyıl geçerse geçsin popülerliğini yitirmeyen o konuya değinelim… “ÖNYARGI” Şu anda kime sorsak önyargılı mısın diye, alacağımız 100 popüler cevabın yüzü de “Hayır değilim,” olacaktır. Zira çoğu insan bakış açısının darlığının ve objektif yanının eksikliğinin zerre kadar farkında değildir. Çünkü onunla büyümüştür ve bu düşünce kalıpları o kişide kök salmıştır. Kim ben kendimi eleştirebiliyorum, kendi içimdeki o bağnaz yanımın farkındayım derse desin illa ki gördüğü sadece buz dağının küçücük bir kısmıdır. Ünlü bir düşünüründe dediği gibi “Ben onlardan daha bilgeyim; çünkü onlar hiçbir şey bilmediklerinin farkında değiller, oysa ben hiçbir şey bilmediğimin farkındayım.” İnsanın, o an için var olan düşüncesini genel geçer olarak kabullenip herkesi bu kalıpla yargılaması ne büyük gaflettir. Oysa o düşünce kalıbı o kişide en fazla birkaç yıl tutunabilir ve zamanla kişi değiştiğinin farkında bile olmadan değişir. Bu sefer yeni oluşan düşünce kalıplarına göre yargılamaya başlar çevresindekileri. Asıl yargılaması gerekenin kendisi olduğunu bilmeden… Şöyle bir teknoloji olsa ve 10 yıl evvel ki kendisi karşısına geçse sıkı bir kavgaya tutuşacağını bilmeden fikirlerinin doğruluğuna şeksiz şüphesiz inanır. Einstein’ın da dediği gibi “Önyargıları kırmak atomu parçalamaktan daha zordur” öyle değil mi? “ELEŞTİRİ” Bütün bunlardan yola çıkar isek, haklılığımıza olan şüphesiz inancımız, bazen bizleri eleştirirken abartıya ve küstahlığa kadar götürebiliyor. Sen aşırı zeki ve muhteşemsin ya karşındaki insan senin niteliklerine uymalı yoksa onun tavırları “cahilce ve basit” gibi sözlerle anında nitelendirilebilir… Bu yüzden yapılan hareketin üzerine düşünmeye dahi gerek duymaz -sözüm ona bilge olduğunu zanneden kişi- ve bir sırtlan edasıyla avının üzerine atlayıp onu ezmenin keyfini çıkarmaya çalışır. Oysa eleştiride gözden kaçan önemli bir detay vardır ki o da karşımızdaki kişilere olan kelime ve tavır seçimlerimiz bizim kendi kimliğimizi yansıtır. Basitlikle mi suçluyoruz belki de bizim düşünce yapımız basittir, ufacık bir şey de derin anlamlar mı görüyoruz belki de bu, bizim ruh derinliğimizin bir tezahürüdür… İnsanın önce kendini gözlemlemesi ve düşünmeye önce kendi hareketlerinden başlaması gerektiğinin farkında değiliz… Ya da üstün körü bir analizle artık olduk sanıyoruz, oysa bazen bir insanı anlayabilmek için bir ömür harcamak gerektiğini unutabiliyoruz ve anlamamız gereken yegâne insanın aslında kendimiz olduğunun farkında değiliz… Öyleyse gelelim sorumuza, peki sizin önyargı ve bundan doğan eleştiri hususundaki düşünceleriniz nelerdir? Ve tabii bu durumu değiştirebilmek adına önerileriniz nelerdir? Unutmadan yorumlarımızı yaparken şunu da dikkate almaya özen gösterelim; önyargıya karşı tavır alırken önyargılı davranmamaya dikkat etmek gerekir öyle değil mi? |
|
|
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| Seçenekler | |
| Stil | |
|
|
Normal
