IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi

IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi (https://www.ircrehberi.net/)
-   Hikayeler (https://www.ircrehberi.net/hikayeler/)
-   -   Kör kız&Dilenci (https://www.ircrehberi.net/hikayeler/224773-kor-kiz-dilenci.html)

LeoPardeSs 07 Ağustos 2025 14:41

Kör kız&Dilenci
 
KÖR KIZ VE DİLENCİ.

Zainab, dünyaya gözlerini kapalı açtı.
Ama kalbi her zaman açıktı.
Güzelliğin değer, ışığın nimet, dış görünüşün kader sayıldığı bir evde, o görmeyen gözleriyle yalnızlığın ne demek olduğunu erken öğrendi.

Annesi daha o beş yaşındayken ölmüştü.
O günden sonra babasının ses tonu değişmişti.
Bir zamanlar saçlarını okşayan eller, şimdi kapılar kapatıyor, onu gözlerden uzak tutuyordu.

"Zainab" demedi bir daha.
Sadece bir nesneymiş gibi seslendi:

— O şeyi içeri sokmayın. Misafirler var.

Kardeşleri Aminah ve Selma, her davette en öne oturtulur, güzellikleriyle övülürlerdi.
Zainab ise küçük odasında Braille kitaplarla, hayal gücünün sınırsızlığına tutunarak yaşardı.

Bir gün, hiç beklemediği bir anda, babası odasına girdi.
Elinde katlanmış bir kumaş parçası vardı. Sessizce önüne bıraktı.

— Yarın evleniyorsun.

Zainab başını kaldırdı. Gözleri görmüyordu ama sesin ciddiyetini hissediyordu.

— N-ne? Kiminle?

Adam sanki bir eşya tarif eder gibi konuştu:

— Caminin önünden bir dilenci buldum.
— Sen körsün, o da fakir. Uygun.

Zainab’ın dudakları titredi. İçinde büyüyen çığlık boğazında düğümlendi.
Konuşamadı.
---
Nikâh, evin arka bahçesinde aceleyle kıyıldı.
Ne bir süs vardı ne bir kutlama.
Konuklar bile gülüşmelerini gizlemiyordu.

— Kör kız...
— Hem de bir dilenciyle…

Babası, nikâhın ardından eline bir çanta tutuşturdu.
İçinde birkaç kıyafet, birkaç kuru parça.

— Artık senin problemin, dedi adam.
Ve arkasına bile bakmadan yürüyüp gitti.

Zainab, yeni kocasının yüzünü hiç görmedi.
Zaten kimse de onun yüzünü tarif etmedi.
Yolda yürürken adamın sesi çıkmıyordu, ama ayak seslerinde bir incelik vardı.

Köyün dışına, harap bir kulübeye geldiler.
Nemli toprak, is kokusu, sessizlik.

Adam, kapıyı yavaşça açtı.
İçeri girdiğinde sessizce fısıldadı:

— Pek bir şey değil.
— Ama burası güvenli.

O gece...
Zainab eski bir paspasın üstüne çöktü. İçini çekti.
İşte hayatı buydu şimdi:
Kör bir kız, dilenciyle evli, çamur bir evde, umutsuzluk içinde.

Ama…
---

Yuşa — kocasının adı buymuş — küçük bir ocağın başına geçti.
Sessizce çay demledi.
Zainab’a uzattı.
Sonra, kendi battaniyesini ona verdi.

Kapının yanında, yere uzandı.

— Uyuyabilirsin, dedi.
— Ben buradayım.

Zainab bir şey demedi.
İlk kez, bir sesin içinde sıcaklık hissetmişti.

Sabah, Yuşa yine aynı sessizlikle hareket etti.
Ama konuşurken sesindeki nazik titreşim eksik değildi.

— Sen... hangi hikâyeleri seversin?
— Hiç bir yemeğin kokusu seni mutlu etti mi?
— Rüzgârın sesi sana ne çağrıştırıyor?

Zainab, yavaş yavaş cevap vermeye başladı.
İlk defa biri onun içini merak ediyordu.
Hayallerini, zevklerini, küçük mutluluklarını.

Günler geçti.
Yuşa her sabah onunla nehre yürüdü.
Kuşların sesini tarif etti, ağacın yaprağını avcuna bıraktı.

— Bak, bu çınar yaprağı. Parmak uçlarınla tanı.

Akşamları ona hikâyeler anlattı.
Göremediği yıldızları, hiç duymadığı şehirleri anlattı.
Zainab ilk kez güldü.
Ve ilk kez, yaşadığını hissetti.
---

Bir öğleden sonra, Zainab nazikçe sordu:

— Yuşa…
— Hep mi dilenciydin?

Yuşa sustu.
Sonra kısık bir sesle:

— Hayır… Her zaman değildim.

Ama başka bir şey söylemedi.
Zainab da ısrar etmedi

Bir gün, Zainab pazara yalnız gitmek zorunda kaldı.
Yuşa ona yolu tarif etti, duracağı yerleri, döneceği saati.

Yolda biri kolundan sertçe tuttu.

— Hâlâ yaşıyor musun sen?

Ses tanıdıktı.
Ablası Aminah’tı.

— Hâlâ o dilenciyle mi yaşıyorsun? Gerçekten mi?

Zainab, başını eğdi.
Sakin bir sesle:

— Evet. Ve… mutluyum.

Aminah kahkahayı bastı.

— Mutlu musun? Neyle? Onun neye benzediğini bile bilmiyorsun!
— Ama sana bir sır vereyim:
— O bir dilenci değil, Zainab. Sana yalan söylediler.

Zainab’ın kalbi sıkıştı.
Eve döndüğünde Yuşa’nın gelişini bekledi.

Gece kapı açıldı.
Ayak seslerinden onu tanıdı.
Oturduğu yerden kalkmadan konuştu:

— Bana gerçeği söyle.
— Kimsin sen, Yuşa?

Yuşa sustu.
Sonra yavaşça diz çöktü.
Ellerini tuttu.

— Bunu sana bu kadar erken söylemek istememiştim.
Ama artık yalan söyleyemem.

Derin bir nefes aldı.
Sesinde bir kırılganlık vardı.

— Ben bir dilenci değilim.
— Ben Emir’in oğluyum.

Zainab’ın gözleri görmüyordu ama kalbi o an her şeyi gördü.
---
O gece, Zainab dışarı çıktı.
Gökyüzüne çevirdi başını.

Gözleri görmüyordu, ama yıldızlar sanki yüreğinde ışıldıyordu.

Elini Yuşa’nın eline uzattı.

— Ne olduğun umurumda değil.
— Ne zaman bana değer verdiğini fark ettim, işte o zaman seni gördüm.
#İşteBu..

url=https://hizliresim.com/t6cqp80][Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...][/url]


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 14:09.

Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.

Copyright ©2019 - 2025 | IRCRehberi.Net