IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi - 23. Haftanın Tartışması : Sosyal Medya Kaldırılmalı Mıdır?

bu gözler, biri karı koca diğeri de çift olan 4 kişilik bir grubun haftasonu dışarıda buluşup check in yaptığı, birbirini etiketlediği, etiketlendiğini beğendiği ve yan yanalarken sosyal platform üzerinden yorumlaştığını bile gördü. şimdi gel de bu çiftlerden akıl sağlığı yerinde çocuk bekle.

her insan mutlu anına ait anısı da olsun ister. fakat bu istek, o anı yaşamana engel oluyorsa boşa gecen vaktinin arkasından el salla. tabii göçmüş psikolojinin de.

abarttığımı, sırf eleştirmek uğruna olayı fazla büyüttüğümü düşünenleriniz olacaktır. ama önce okuyup anlamanızı öneririm. neden mi?

çok uzakta değil, bir telefon uzağınızda aslında bu gerçeği görmek. açın herhangi bir sosyal medya hesabınızı. okuyun, görün yapılan paylaşımları. ve düşünün. insanların kendilerini nasıl da mutsuzluğa sürüklediğine tanık olun. memnuniyetsizlik duygusunun bir kara bulut gibi nasıl da tüm insanları kapladığına şahit olun. sırf istediği telefonu almadı diye babasına kızan çocukları, en sevdiği parfüme sahip olamadığı için sevgilisine küfreden kızları, hayalini kurduğu saati alamadığı için ayrılan erkekleri ve daha nicesini göreceksiniz. ve ani bir şok etkisinin ardından düşünmeye başlayacaksınız : "bu insanların tek derdi bu mu gerçekten? "

sosyal medya insanı depresyona sürüklüyor. bu aşikar. memnuniyetsizlik duygusundan dolayı insanlar gerçekten sahip olmaları gereken zaruri ihtiyaçlar yerine, bir başkasında görüp beğendiği şeyleri bir ihtiyaç olarak görüyor. ve bu ihtiyacı karşılanmadığında bozulan psikolojisine eşlik eden bir depresyona giriyor. hiç düşündünüz mü, neden mesela ınstagram'dan artık online alışveriş yapılabiliyor? hem de kapıda ödeme kolaylığı ile! bak sen... an'lık mutluluklara kapıda görüp para ödemek de büyük bir meziyet olsa gerek. bugün ınstagram'da ya gerçekten keyif amaçlı takılıp fotoğraf çekip paylaşan insanları görürsünüz. ki bu insanlar için like sayısının hiçbir ehemniyeti yoktur. ya da, birbirinden ünlü markaları, modelleri takip eden insanlar görürsünüz. işte bu insanlar için o beğeniler, satırlar dolusu yorumlar, cansu ile berkecan'ın ilişkisi, buse'nin topuklu ayakkabıları, kaan'ın yeni sevgilisi vs oldukça önemlidir. hatta gündem konusudur.

işte bu bahsi geçen depresyon tam da bu insanların hayatını zehir etmekte ve ne yazık ki kişiler de bunun farkında değildir. ah, kahrolsun kapitalizm! kahrolsun da, peki bu insanlarımızı kahreden şeye ne demeli? birbirleriyle hem arkadaş olup hem de rakip olarak gören insanların kıskançlığına ve sürüklendikleri mutsuzluğa kim ne demeli? vücudundan memnun kalmayıp 15 yaşındaki kızın estetik operasyon geçirmesine, sevgilisine istediği hediyeyi almak uğruna annesinin bileziğini bozan çocuklara, sevginin yerini maddiyatın almasına ne demeli?

o aptal akıllı telefonlar, sınırsız internet keyfi ve ücretsiz wi - fi sayesinde o kadar yalnızlaşıyoruz ki, korkarım bundan 10 sene sonra her birimiz kendi köşemize çekilip emekli hayatı yaşıyor olacağız. bu yüzden kızmayın yanında kavga edenleri ayırmak yerine videosunu çekip youtube'a koyanlara ve benzerlerine. çünkü o aptal akıllı telefonlara bu denli bağımlı hale gelmek sizin, bizim suçumuz. kendimiz ettik, kendimiz buluyoruz.

kendinizle barışık olun. kendinizi sevin. bırakın başkalarının pahalı telefon ve kıyafetlerini. bırakın markaların kuklası olmayı. siz sadece siz olun..