Ağaçtan yapılan dolabın içine uzun yollarda rahatça yürüyebilmek için aldığım ayakkabımı çilek yiyerek koydum


Merdane, canan karatay, avagadro sayısı, şebit, musluk

Üşüyen kadın hırkasını omuzlarına alıp şömineye bir odun atıp masadaki su şişesinden bir yudum su içip yan taraftaki greyfurtlara bakıp, ''acaba greyfurtlu jöleli bir pasta mı yapsam'' diye düşündü..


koltuk-çadır-limon-eldiven-bardak

Koltukta oturup limonlu çayımı içerken, birden çadır kampına gitme istegi uyandi ve tabak, çanak, bardak, eldiven ne varsa topladım ..

Kırmızı, dikiş makinası, üzüm, yaz, müzik

Dikiş makineme oturmuş, kırmızı puantiyeli kumaştan kendime yaz için bir elbise dikerken bir yandan üzüm yiyor bir yandan da arka fonda çalan müziği dinliyordum..

Yürümek- kavun- albatros- keman- ağlamak

Kereviz almak için indiğim Kadıköy de tramvay a binmiştim ki bir elinde lamba diğer elinde diş fırçası kucağında bir kedi olan kadın çok dikkatimi çekti))
(Acaba daha uyumsuz kelimeler bulamaz mıydın)

sigorta- elma- yumak- kalem- uyumak

Kalem nerde )) bir parça kabloyu bir kalem yapabilirsin))

Malcolm X, kolonya, İran, helva, çamur

Bir helva kavurayım dedim çamur gibi olmuş , sanırsın İran toprağı.. televizyonun üzerinden limon kolonyasına uzanırken bir de baktım tv de rahmetli Malcom x in eski bir konuşması..