![]() | |
o KadaR yaqmuR yaqDı piSlikLer temizLenmişTir umaRım. |
Ben şimdi ne izleyeceğim? 🤦***♂️ |
Meyveli yoğurda sardım bu aralar. Çok iyi ben buna neden daha önce hiç şans vermemişim inanılır gibi değil |
İçimde öyle güzelsin ki, onu kirletmeyeceğim seninle.. |
Çok keyifsiz saatler.. |
:banane: |
Saatin akrep ve yelkovanı usulca birbirine yaslanmıştı. Eylül’ü 20 geçiyordu. Sanki dünya, tam o dakikada nefesini tutmuş, göğsünü rüzgâra bırakmıştı. Pencerenin ardında gökyüzü, solgun bir turuncudan mora doğru usulca akıyordu. Kaldırımlara dökülmüş yaprakların üzerinde rüzgârın ayak izleri vardı. Ve ben, fincanımın kenarında soğuyan kahveyle değil, odanın köşesinde sessizce duran senin gölgenle oyalanıyordum. Eylül’de zaman başka türlü akıyordu. Bir bakışın içinde günler gizlenebiliyor, bir sessizlik geceleri sabaha kadar uzatabiliyordu. Oysa dudaklarının kıyısında biriken cümleleri okşayabilsem, belki saat yeniden ilerlerdi. Sen, omzuma düşen saçlarımı elinle geriye ittin. Bir an için bakışların bana değdi, işte o an, şehirde bütün lambalar birden yanmış oldu. Ama sonra gözlerini kaçırdın, ve ben anladım: Bazı ışıklar, insanı aydınlatmak için değil, yakmak için yanar. Eylül’ü 20 geçe, içimdeki bütün cümleler yarım kaldı. Bir tek kalbim, bir tren istasyonunun ıslak taşlarında yürüyormuşçasına çınlıyordu. Ve ben o sesi susturamadım sevgilim. Şimdi düşünüyorum da, belki de Eylül’ün en büyük sırrı buydu: Aşklar hiçbir zaman tamamlanmazdı, tıpkı yaprakların hiçbir zaman dalına dönmemesi gibi.. |
Falan filan canisi. Aglama daha fazla benide aglaticaksin :D |
Midem bulanıyor ama fiziksel değil. ⑅⃛ |
Miss gibi türk kahvesi :kahve: |
| Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:52. | |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Copyright ©2019 - 2025 | IRCRehberi.Net