![]() |
Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu kadar meraklı olmazdık. |
Ayna gibidir güven, çatladı mı daima çizik gösterir... |
Soğuk su ile duş almak gücü ve sağlığı artırır. Duştan çıkınca cereyanda kalmamak şartıyla yaz kış soğuk su ile duş alınabilir. Biraz cesaretli olup soğuk su ile duşa başlayan insanlar, bunu daha önce kesfetmediklerine üzülürler. Ayrıca soğuk su beden ömrünü uzatır. Nasıl ki bozulabilir gıdaların ömrü buzlukta uzuyorsa, bedenin ömrü de soğuk su ile uzar. Zaten bu iklimlerde bile belli olur. Sıcak iklimlerde yaşayan insanlar erken olgunlaşır, erken yaşlanır, erken ölürler. Sıcak havanın verdiği rehavetten ötürü de neşeli olurlar. Soğuk iklimlerde yaşayan insanlar ise geç olgunlaşır, geç yaşlanır, geç ölürler. Yine soğuk iklimin verdiği katılıktan ötürü sert mizaçlı olurlar. Özellikle spor sonrası soğuk su ile duş almak, bedeni negatif elektrikten arındırır, kan dolaşımını hızlandırır, kas onarımını hızlandırır, kalp ve beyin sağlığını korur ve geliştirir, vücuda kuvvet verir. Ufak bir parantez. Soğuk su yalnızca hasta olanlara fayda etmez. Aksine zarar verir. Hastayken soğuk su ile duş alınmaz. |
Çok canım sıkılıyor, geçen yaz beni döven boksörle 2. raund için seyahate mi çıksam napsam.d Belki bu sefer döverim :D |
Kırmızı şarabımı getir.p |
Boş koy tribine yol ver , yakışır... |
Bir gün duyarsan inanma sakın baki kalan sadece yalan Bilki bu hayatta tek gerçek var gelmiyor giden hiç bir zaman Ağlayıp deme sakın bana aşk yalanmış dünya yalan Eskiler kilerde saklı , bak ki varmı herkes haklı |
Önce ben, sonrası sonra. |
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sanki böyle doğmuşum.d sanki yaşayamadan yaşlandım :D |
Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak... Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz... Sokağa fırlayacaksınız... Sokaklar da dar gelecek... Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi... Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü... Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksiniz... Birileri size bir şeyler anlatacak durmadan... ‘‘Önemli olan sağlık.’’ ‘‘Yaşamak güzel.’’ ‘‘Boş ver, her şey unutulur.’’ Siz hiçbirini duymayacaksınız... Gözyaşlarınızdan etrafı göremez hale geleceksiniz. Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksiniz... Hep ondan bahsetmek isteyeceksiniz... ‘‘Ölüme çare bulundu’’ ya da ‘‘Yarın kıyamet kopacakmış’’ deseler başınızı kaldırıp ‘‘Ne dedin?’’ diye sormayacaksınız... Yalnız kalmak isteyeceksiniz... Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak... İkisi de yetmeyecek. Geçmişi düşüneceksiniz... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak... Onunla geçtiğiniz yerlerden geçmek isteyeceksiniz... Gittiğiniz yerlere gitmek... Bu size hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksınız. Biri size içinizdeki acıyı söküp atabileceğini söylese, kaçacaksınız... Aslında kurtulmak istediğiniz halde, o acıyı yaşamak için direneceksiniz. Hayatınızın geri kalanını onu düşünerek geçirmek isteyeceksiniz... Aksini iddia edenlerden nefret edeceksiniz... Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamayacaksınız... Hiçbir şey oyalamayacak sizi... İlaçlara sığınacaksınız... Birkaç saat kafanızı bulandıran ama asla onu unutturmayan... Sadece bir müddet buzlu camın arkasından seyrettiren... Bütün şarkılar sizin için yazılmış gibi gelecek... Boğazınız düğümlenecek, dinleyemeyeceksiniz... Uyumak zor, uyanmak kolay olacak... Sabahı iple çekeceksiniz... Bazen de ‘‘Hiç güneş doğmasa’’ diyeceksiniz. Ne geceler rahatlatacak sizi ne gündüzler... Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksiniz... Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önünüze çıkana sarılmak isteyeceksiniz... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek... Rüyalar göreceksiniz, gerçek olmasını istediğiniz... Her sıçrayarak uyandığınızda onun adını söylediğinizi fark edeceksiniz... Telefonun çalmasını bekleyeceksiniz... Aramayacağını bile bile... Her çaldığında yüreğiniz ağzınıza gelecek... Ağlamaklı konuşacaksınız arayanlarla... Yüreğiniz burkulacak... Canınız yanacak... Bir daha sevmemeye yemin edeceksiniz. Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinizden... Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksınız... Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğiniz için kendinizden nefret edeceksiniz... Yaşadığınız şehri terk etmek isteyeceksiniz... Onunla hiçbir anınızın olmadığı bir yerlere gidip yerleşmek... Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut sizi gitmekten alıkoyacak... Gel gitler içinde yaşayacaksınız... Buna yaşamak denirse... Razı mısınız bütün bunlara? Hazır mısınız sonunda ölüp ölüp dirilmeye? O halde aşık olabilirsiniz. AYRILIK - Pakize SUDA |
| Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:20. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.
Copyright ©2019 - 2025 | IRCRehberi.Net