13 Ağustos 2022, 01:04 | #1 |
Ahmed Arif-Adiloş Bebe
Varamaz elim Ayvasına narına can dayanmazken Kırar boynumu yürürüm Kurdun kuşun bileceği hal değil Sormayın hiç Lal Kara ferman çıkadursun yollara Yarin bahçesi tarumar Kan eder perçem Olancası bir tutam can Kadasına belasına sunduğum Ben öleydim loy Elim boş Ayağım pusu Bir ben bileceğim oysa Ne afat sevdim Bir de ağzı var dili yok Diyarbekir Kalesi Açar kan kırmızı yediverenler Ve kar yağar bir yandan Savrulur Karacadağ savrulur Zozan Bak bıyığım buz tuttu Üşüyorum da Zemheri de uzadıkça uzadı Seni baharmışın gibi düşünüyorum Seni Diyarbekir gibi Nelere nelere baskın gelmez ki Seni düşünmenin tadı Hamravat suyu dondu Dicle'de dört parmak buz Biz kuyudan işliyoruz kaba kacağa Çayı kardan demliyoruz Anam sır gibi saklar siyatiğini Yel der baharın geçer Bacım ikicanlı ağır Güzel kızdır bilirsin İlki bu bir yandan saklı utanır Ve bir yandan korkar Ölürüm deyi Bir can daha çoğalacağız bu kış Bebeğim neremde saklayım seni Hoş gelir sefa gelir Ahmed Arif'in yeğeni Doğdun Üç gün aç tuttuk Üç gün meme vermedik sana Adiloş bebem Hasta düşmeyesin diye Töremiz böyle diye Saldır şimdi memeye Saldır da büyü Bunlar engerekler ve çıyanlardır Bunlar aşımıza ekmeğimize Göz koyanlardır Tanı bunları Tanı da büyü Bu namustur Künyemize kazınmış Bu da sabır Ağulardan süzülmüş Sarıl bunlara Sarıl da büyü...
________________
" Insan, Düşleri Öldüğü Gün Ölür ... "
|
|
|
13 Ağustos 2022, 01:09 | #2 |
Çok severim
|
|
|
13 Ağustos 2022, 01:09 | #3 |
emeginize saglik
________________
No MoRe DramA
|
|
|
13 Ağustos 2022, 01:12 | #4 |
Paylaşım için teşekkürler emeğinize sağlık
________________
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|