Bir söz okudum bugün bir yerde; ''İçten olan her şeyin içine düşüyorsun...''

Ne kadar doğru ve yerinde bir söz.. Girdiğin bir ortamda, tanıştığın birinde o içtenliği gördüğün an için ısınıyor.. Kendini rahat ve mutlu hissediyorsun..

İçtenlik öyle bir davranış ki ; İnsanlar ile ilişki inşa edebilmek ve o ilişkiyi sürdürebilmek için en etkin yol.. Çok daha güvenli ve sağlıklı iletişim belki de temeli.. İnsanların birbirini anlayabilmesi ve yakın ilişki kurabilmeleri için elzem olan bir durum..

İçtenlik içinde gerçeklik ve doğallık barındırır.. Kendin olmak , olduğun gibi davranmak.. Olmadığın hallere bürünmemek demektir.. Düşüncelerini, duygularını en saf haliyle karşına verebilmektir. Bu sadece karşı tarafa gösterdiğin saygı ve özeni ifade etmekle kalmaz insanın kendisine olan öz saygısının da bir göstergesidir..

İçtenlik öyle bir şey ki ruhunu yıkıyor insanın... Yaşadığımız şu zor günlerde , demoralize modlarımıza bir tutam içtenlik, yemeğe atılan bir tutam tuz gibi geliyor adeta..

İçten bir insanla ne zaman karşılaşsam ruhuma ilaç gibi hissediyorum varlığını.. Paha biçilmez geliyor o tür insanların varlıkları.. Yoklukları da dik bir yokuş gibi.. Ne kadar kötü hissederseniz hissedin içten bir dostunuzla bir araya geldiğinizde sizi nasıl derleyip toparlayacağını bilirsiniz.. En zor anlarımızı , kimselere açamadığımız dertlerimizi gider onlara anlatırız.. Biliriz çünkü yapmacık davranmaz, laf olsun diye dinlemez bizi.. Derdimizle dertlenir, kendi sorunu gibi kabul edip çözümler arar.. Hiçbir şey yapamıyorsa can kulağı ile dinler..

Varsa hayatınızda böylesi içten insanlar kıymetlerinizi bilmeniz dileğiyle..