Nefes alıp verdiğinde , içinden küflenmiş demir sesi gelen , konuşmayı unutmuş , doğarken ölmek isteyip de , cennette olduğunu düşünen bir kadın . Gözlerinden akan saf cümleler , saç tellerinin omuzlarına yaptığı işkence . Tırnaklarının içinde , beden sıyrıkları ve dahası . O kadın , tam karşımda .

Gözlerimle vücudunu gezdiriyorum , bulanık bir tema . Siyah beyaz perdenin arkasına saklanan , geçmişimiz . Gözlerimle süzüyorum , yalnızlığını . Hiç konuşmuyor , hiç konuşmuyorum . Başı öne eğik bir şekilde , bekliyor pişmanlığının keşkelerini . Leş gibi kokuyor , gururu çürümüş , bitmiş bir vaziyette . Hiç gelmeyecek olan bir azrail kadar , korkutucu ve geri dönmek istemesi . Konuşmak istediğimde , boğazıma çakılan çiviler , düğümlenen lekeler . Çıldırıyorum sessizce . Sakinim . Daha fazla bakıyorum , daha fazla dikkatimi çekiyor . Ruhu yara bere içinde , saklayamıyor gözleriyle kan kokusunu . Ve başını kaldırıp bana bakıyor , korkuyorum . Hatta deliriyorum . Gülümsüyor hafiften , yüzünde ki darbe izleri kararıyor . İçim trafik kazası geçiriyor gibi , organlarım felç durumda . Her güldüğünde , bıçak kalbime girebilmek için dayanıyor tenime . Beni öldürmek istiyor . Ama beni seviyor . Bir yılan kadar tehlikeli . Her güldüğünde , dilimi eritiyorum , sokamıyorum onu dilimle . Ölüm beni bekliyor ve , kalmam için az zamanım var . Ve tekrar , başını öne eğiyor . Hiçbir şey olmamış gibi . Gözlerine bulaşmış kan , atmasını bilemeyeceğin bir çığlık kadar tehlikeli . İşlediği günahlardan , boynuna astığı bir urgan . İçinde ki beni , öldürme çabası . Göremediğim birşey daha var , çok dikkatimi çekip aynı zamanda bir anda beynimi alt üst eden ; bir şey var . "Konuşsana!" diye haykırıyorum , ona yaklaşamıyorum bile . Dokunamıyorum . Bedeni titriyor , başını kaldırıyor hafiften . Gözlerime bakıyor bir kez daha . Gülümsüyor .

- Sandalyeyi parmak uçlarıyla itiyor .