IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi

Eskiden pazar sabahlarının keyfi bir başkaydı.Haftanın yorgunluğunu atmanın tesellisi olan pazar tatilleri daha huzurluydu sanki.

Çocukluğumuzun efsane yılları olan doksanlar bir çok anıyı,mutluluğu,özgürlüğü ve bir çok güzel günleri içinde barındırıyor.Bunlardan en önemlilerinden biri de pazar sabahları.

Evin babası hafta boyunca çalışır,pazar gününü iple çekerdi.
Kendimden örnek verecek olursak;evın babası pazar sabahı erkenden kalkar,mahallede ki çorbacıya giderdi.Şöyle sıcacık çorbasını içer arnavut Abdullah abinin lokantasında.
Yorgunluğu gitmişti hafiften.

Hemen yan tarafında rahmetli Kambur Ömer'in kahvesinde çay-sigara faslı e haliyle yalnız değil, mahallenin diğer babaları da orda.
Çorba tadında,çay sıcaklığında sohbet olmazsa olmazlardandı.

Rahmetli gazeteci Ahmet abi'nin dükkanından gazetesini alır,varsa kuponla alınabilecek birşey o gazeteden de alırdı:)
Süper toto oynar "bi umut şans güler" düşüncesiyle,sabah keyfini almış vaziyette evine gelir baba.

Elinde poşetler;ekmeği,sucuğu,yumurtası...
Bana aldığı çokokrem tüp çikolatası,eti puf,yumiyum:)

Okul olmayınca uyurdum ben baba eve gelene kadar.Öğle saati yaklaşmakta kahvaltı hazırlasın artık anne diye pusuda beklerdim battaniyenin altında.Soba yanmıyordu henüz.Hangi birini yapsın kadın,kahvaltı mı hazırlasın?Sobayı mı yaksın? Neyse ki baba geldi o yakar sobayı:)

Televizyonu açtım ama sesi kısık ilk başlarda,uyanmasın anne daha erken diye.

Trt1 açardım ilk,susam sokağı izlenmeyen pazar pazar sayılmaz ve tabi meşhur warner bross çizgi filmler.Bugs bunny,dufy duck,tom ve jerry, road runner (bip bip) :))gibi bir çok güzel,keyifli çizgi filmler...

Baba sobayı yaktıktan sonra anne de kahvaltı hazırlamak için mutfakta bulur kendini,(kadıncagız hâla mutfakta bu yaşta bile napsın)Çizgi film faslı bitene kadar gazetesini okur baba ve kahvaltı öncesi çay içmeden olmaz gazete okurken.

Az ama öz yenen sucuklu yumurtanın kokusu gelmeye başlamıştır bile..

"Oğlum kalk elini yüzünu yıka" diye bir ses gelir kulağa.Demek ki kahvaltı hazır gibi.
Soba ne güzel yanıyor ve kedi gibi dibinden kalkmak istemezdim hiç:)

11 olmustur artık saat,canlanmaya başlıyor sokaklar.Nereden mi anlardım? Çocuk seslerinden,seyyar çamaşır suyu satan amcanın arabasında ki hoparlörden gelen sesten, süüüt! diye bağıran köylü dedenin sesinden ...

Kahvaltı sonrası kumanda reis'in eline geçer western keyfi başlardı O'nun için.
Meşhurdu kovboy filmleri o zamanlar.

Tabi benim de içim kıpır kıpır ,okul yok ve sokaklar beni bekler...

Çünkü o zamanlar evde durmak suç ve saçmalıktı sanki.O kadar özgürdü ki sokaklar..Her karesi çocukların elindeydi..

Diyorum ya işte "o zamanlar"..Güzeldi doksanlar..
Yaşayabilenler şanslı..

Eklenecek daha birçok sey vardır elbet.Çok uzatmadan aklıma geldiği kadarını paylaşmak istedim.

Ve içimden gelen bu anıların eksik-fazla neyi varsa,başlığı şu olsun; Nerede o eski pazar sabahları..

Saygılar sevgiler..