[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]

6 Şubat depremlerinin ardından yavaş yavaş normalleşme sürecine giren Türkiye, normalin bıraktığından da daha beter hale gelmesinin şokunu yaşıyor. Aradan geçen ve ekonominin 2. planda kaldığı 42 günlük sürede etin kilosunun 300 TL'ye ulaştığını, enflasyonun temposundan bir şey kaybetmediğini, dolar'ın ise 19 TL'yi geçtiğini fark eden vatandaşlar, tekrar deprem gündemine dönmeye sıcak bakıyor.
İlk selfie'lerin mart ayı başından itibaren paylaşılmasıyla başlayan normalleşme sürecinin başta kendisine de iyi geldiğini belirten Gizem Kaycalı(27), "Ona bağış yap, ötekinin yardım çağrısını paylaş, AK trollere laf yetiştir, videoları izlerken ağla derken uykuyu bile unutmuştum. Meğer o hengamede biz de başka bir enkazın altında kalmışız. Gerçi zaten öyleydik de iyice gömülmüşüz işte" derken, uğradığı ekonomik yıkımı yarım kilo kıyma almak için ilk kasaba gittiğinde iliklerine kadar hissettiğini ifade etti.
"Kasap benden 140 TL isteyince orada bir sarsıldım zaten.Heralde yanlış anladı diye düşünüp 'yok 1 kilo değil, yarım kilo olacak' dedim. 'Ben de onun fiyatını söyledim zaten' dedi. Orada bir artçı daha yedim. Biz normalleşiyoruz derken kıyma 300 lira olmuş. Lan bunun nesi normal?!" diyen Kaycalı, gelinen noktada kendi fakirliğinin daha çok canını sıkmaya başladığını belirtirken, hayatının bu döneminde kasaptan 250 gr kıyma alarak çıkabildiğini bir nebze unutmak için son 1 haftadır tekrar depremle ilgili haberleri takip etmeye başladığını da sözlerine ekledi.
Depremle ilgili yaraların hükümetin bütün beceriksizliğine rağmen seferberlik duygusuyla bir nebze sarılabileceğine ancak ekonomi için en azından seçime kadar böyle bir ihtimal bulunmadığına dikkat çeken Onur Pereciler(36) ise normalleşmekten vazgeçiş sürecini şu sözlerle aktardı:
"İşte çadır işi noldu, su meselesi çözüldü mü, konteynerlar geldi mi, kimin neye ihtiyacı var falan sosyal medyada öyle şeyler takip edip hem biraz kafam dağılıyor hem de beterin beteri var tesellisiyle biraz avunmuş gibi oluyorum. Çarşıya pazara çıktıktan sonra da 1 saat Naci Görür videoları izleyip anca kendime geliyorum. O 'deprem ha geldi, ha geliyor, İstanbul'un şu kadarı yıkılacak' dedikçe az önce 1 kilo soğana 25 TL verdiğim falan hep çıkıyor aklımdan. Bir yandan da kendi evimin depreme dayanaklılığı gibi mevzularla oyalanıyorum. Apartman toplantılarına falan gidiyorum. Ekonomi başımıza çöktü ona yapacak bir şey yok ama oturduğum evin başıma çökmesine belki bi çare bulunur. Kısmet..."


[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]