[Loverman ✓]

yağmur dışarda değil içerde içten içe yağmışsa, o gecenin sabahı olmamıştır.
ağlamaktan kızarmış gözler sabahmavisini göremeyecektir.

umudun bir başka şekli olan sabah umutsuzluğun suretine bürünmüş, yaşamaktan soğutmuştur artık.
yaşamak... her şeye rağmen yaşamak, bedenini oradan oraya umarsızca sürüklemektir bir müddet.
ayakların geri gide gide evden çıkmaktır.
ayaklarını sürüye sürüye işe/okula gitmektir.
akıl firarda, gönül isyandadır.

firarinin cezası yoktur; ceza sabahın rengini görememektir zaten.
gönlün isyanı da boşunadır. isyan kendi içinde boğulmaktadır.

bahar gider yaz gelir. yaz biter kış gelir.
kar örter herşeyi...
şubat biter mart gelir..
derken nisan yağmurları...
nice bulutlar nice yağmurlar getirir.
yağmurlu geceler getirir.

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]

katı kaskatı bir yürekle bakarken pencereden, neden katılaştığını unutursan,
unutup pencereni açmışsan, sabahsa eğer, güneş parlıyorsa geceki yağmurun ardından...
pırıltı gözlerini kamaştırırsa eğer...

kapılıp sabahın kuş seslerine, pencereni açmışsan...
leylaklar delirmişse ve sen leylakların rengini görebilmişsen bu sabah; işte o sabah gerçek sabahtır artık.

"yağmurlu bir gecenin sabahı bu" demişsen...
evet demişsen;
işte bu sabah, sabah gibi sabahtır.
hoşgeldin yeniden.
hoşgeldin!
iyi ki geldin...
biten biter, yiten yiter, hayat devam eder, yağmurlar da...

bir daha sakın yağmurlu gecelerin sabahını ıskalama!
toprağın kokusunu ıskalama!
toprak inadına inadına uyanıyor işte...
sen de toprak olmalısın, yağmur kokmalısın.
hava olmalısın, hemen açmalısın.
bulut olmalısın, ıpıl ıpıl yağmalısın.

sabahlar mavidir:
görmelisin!

Alinti