IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
Sohbet chat


💬 Bu Alana Reklam Ver ! 🎉 Hemen Katıl!
12Beğeni(ler)


 
Seçenekler Stil
Alt 26 Ağustos 2020, 23:07   #1
Standart kadraj

"nerde bir türkü söyleyen görürsen korkma yanına otur.
çünkü kötü insanların türküleri yoktur."
Neşet Ertaş

Grup Abdal - Pınar Başından Bulanır

[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Lütfen Üye Olmak için TIKLAYIN...]


durup dururken bir anda kendini eskilere dalmış bulmaktır. yaşananları düşününce ''nereden nereye...'' demek klasik tepkidir ve en acısı da o günlere dönmek istemektir.


----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

çeyrek asırdır aynadaki aksimi izliyorum. değişiyor, gelişiyor hani derler ya; büyüyor. eski fotoğrafları alıp uzun uzun inceliyorum, ellerim ceplerimde, dokuma, kahverengi bir hırka var üzerimde… gülümsüyorum kadraja oysa daha duymamışım kadraj kelimesini. fotoğrafın arkasında beş yazıyor. şimdi, yirmi yıl sonra elimde beş yaş fotoğrafım hayatımı sorguya çekiyorum. o beş yaşında eli cebindeki çocuk gözlerime bakıyor geçmişten. sanki biliyormuşum gibi yirmi yıl sonraki sefil ifademi. hiçbir şey olamamışım, olamadığım gibi elimdeki çocukluğu bırakalı hayli zaman olmuş. öyle çırılçıplak kalmışım gelecekte. iflas etmişim sanki. katlardan, yatlardan, son model arabalardan yuvarlanmışım da bir gecekondunun soğuk, rutubetli bir odasında açmışım gözlerimi. asalet yirmi yıl öncesine ait, donup kalmış.

bilemezdi ki o çocuk gün gelip ölmek umuduyla evden çıkıp hayal kırıklığıyla eve döneceğini. bilmezdi ki o ufacık kalbinin o çok sevdiği insanların avuçları arasında limon gibi sıkılacağını. nereden bilsin? daha beş yaşındaydı. elleri ceplerinde, meydan okuyan bir tebessümle dünyaya bakıyordu.

şimdi aynanın karşısında geçip yüzümü incelediğimde şaşıyorum. bir başkası var sanki karşımda. bir şeyler düşünüyor ama benim düşüncelerine dair en ufak bir fikrim yok. yorgun. korkak. küstah. gözlerimin içine bakıyorum ilerisi yok. oysa var. biliyorum. işte o ilerilerdeyim. bulamıyorum kendimi.

diyorum ki buradaydım işte. şu donup kalan zaman parçası miladımdı. bir nokta koyuyorum oraya. sonra şimdiye koyuyorum bir nokta. şu iki şehir arasındaki uzaklığı muhtelif arabaların hızından çıkarma saçmalığı gibi geliyor bu bana. öyle değil. çok basit. şimdi ve beş yaşım. kahkahalarım, hayallerim, korkularım, ağlamalarım, kaygılarım, acılarım, sevinçlerim, hayal kırıklıklarım, sona geldiğimi düşünmelerim, şimdi başlıyorlarım, okullarım, işlerim, aşklarım, yalanlarım, doğrularım, aldanmalarım, aldatmalarım

buradayım işte. çırılçıplağım ve üşüyorum. ben gerçekliğinden kuşkulanmaya başlamışken, beş yaşım hemen yanı başımda duruyormuş meğer. elimi uzatsam dokunacakmışım gibi. elimi uzatıyorum, ulaşıyorum fakat dokunamıyorum. bir bulut gibi duruyor yanımda. ilkin dokunamamak canımı sıkıyor sonra görmem kâfi gelmeye başlıyor. ben ve beş yaşım kadraja bakıyoruz. o kahverengi hırkasıyla elleri ceplerinde gülümsüyor.

bense gözümdeki yaşların akmaması için kendimi sıkıyorum. gözlerimde bir parlaklık, dudağımın kenarında acı bir tebessüm taklidi. öylece bakıyoruz kadraja. aramızdaki tek fark benim kadrajın kadraj olduğunu biliyor olmam.



Alıntı*
👍 3
________________

bende dahil bilmiyorum aga ne zaman başladı, ne zaman bitti.. / neyi ne kadar sevdiysem, o kadarı gitti.

Konu Reyhan tarafından (21 Kasım 2020 Saat 22:21 ) değiştirilmiştir..
 
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:02.