![]() |
| | #1 |
| Bir gece vaktiydi… Gökyüzü yorgun, Ben yıkık bir binanın önünde sustum. Bir duvarın kalbine dokundum — Sıcak değildi artık, Ama hâlâ bir kalp gibi çarpıyordu sessizce. Mermilerin izi, birer yara gibiydi taşlarda, Her biri bir nefesin, bir umudun son hâli. Yanık kokusu sinmişti havaya, Sanki bir aşkın külleri dolaşıyordu rüzgârla. Gözlerimi kapattım… Bir zamanlar o pencereden sarkan çiçekleri gördüm, Kırmızı güllerdi belki — Şimdi o kırmızıyı kan sanıyordu gece. İçimde bir şey kırıldı o an. Savaşın sesi değil bu, İnsanın kendi içinden yükselen bir ağıt. Bir binanın değil, bir kalbin yıkılışıydı gördüğüm. Ve ben… Ben sadece yazıyorum şimdi, Bir şairin çaresizliğini, Bir insanın sessiz utancını. Her kelimem bir moloz, Her dizede bir canın gölgesi. Bir gece vaktiydi… Ay utangaç, rüzgâr yaslıydı. Ben bir harabede değil, Kendimde buldum savaşın izlerini. Ve anladım: Bazı binalar değil, kalpler yıkılır savaşta. .. . 🕊️ 👍 4
________________ O~ Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm. | |
| |
| Şu Anda Bu Makale Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir) | |
| |