![]() |
| | #1 |
| Kalpsiz Sıcaklık Bazı insanların kalbi olur, ama içi boş bir odaya benzer. Kilitli değil ama davetsizce sessiz. Kapısını çalarsın, açılır.. ama içeride hiç kimse yoktur. Ne bir sandalye, ne bir soba, ne bir sıcaklık. Sadece soğuk duvarlar yankını geri verir: “Ben de seni sevmeye çalıştım...” Oysa ben, her yankıya inandım. İnsan sesi sandım. Bir duvarın beni sevdiğini sanacak kadar saf olabilirmişim, meğer. Bazı kalpler vardır; sadece kan pompalar. Sevgi taşımaz, merhamet sızdırmaz. İnsanın içinde durur ama insanın içinde değildir. Kalp diye sakladıkları şey aslında taş değil; taşın bile içinde bir anı olur. Onlarınki boşluk. Bomboş bir yankı odası gibi. Kendilerini bile duyamazlar, o kadar sağırlar sevmeye. Ve ben, o odalara çiçek taşımışım. Pencere bile olmayan duvarlara perde asmışım. Sığınak sanmışım. Sonra ne mi oldu? Sığınağımın içinde üşüdüm. Sığınmak istediğim kişi, depremim oldu. Ama hâlâ kendime kızamıyorum. Çünkü sevmeyi denemek, hâlâ en güzel saflığım. Belki de asıl meselem, onların sevmemesi değilmiş. Benim, her kalbin sevmeye niyetli olduğuna inanmam.. Ve her sessizliği huzur, her duvarı ev sanmam. Meğer bazı kalplerin içinde oturulmazmış. Bazı insanlar, kendine bile misafir. Gelen kim olursa olsun, ağırlayacak bir yeri yok. Bunu geç öğrendim. Ama öğrenmek, geç de olsa hafifletiyor. Artık kapılarını değil, pencerelerini izliyorum insanların. Işık sızıyor mu, ona bakıyorum. Çünkü ışık girmeyen kalpte, ben büyüyemem. Yine de üzülmüyorum artık o saflığıma. Sevmeyi denemek, hâlâ içimdeki en güzel yan. Kirlenmemiş hâlimin, tek ispatı. Ve işte bunu kendime yazıyorum. Unutma diye..! Bir daha çiçek taşırken, taşıdığın yeri bil diye. Üşüdüğün yeri sığınak sanma diye.. *Bu yazı, yıllar önce kenarı kıvrılmış eski bir defterin içinden çıktı. İnsan bazen kendine böyle rastlıyor.* 👍 4
________________ 𝒯𝒶𝓉𝒶𝓀𝒶𝑒! ![]() ~ 𝑀𝒶𝒹𝑒𝓂 𝒷𝑜𝓏𝒶𝒸𝒶𝓀𝓉ı𝓃, 𝓃𝑒𝒹𝑒𝓃 𝒹𝓊̈𝓏𝑒𝓁𝓉𝓉𝒾𝓃 𝒷𝑒𝓃𝒾? | |
| |
| Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |