IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
Sohbet chat


💬 Bu Alana Reklam Ver ! 🎉 Hemen Katıl!
 
 
Seçenekler Stil
Alt 27 Nisan 2025, 11:56   #1
Standart Atatürk’le Büyüyen Nesiller, Güçlenen Kadınlar

Mustafa Kemal Atatürk, kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni sağlam temellere oturturken, bu temelin iki vazgeçilmez unsuru olduğuna inanıyordu: kadınlar ve çocuklar. Ona göre bir milletin gerçek anlamda yükselmesi ve çağdaş uygarlık seviyesine ulaşabilmesi, ancak kadının toplumdaki yerinin güçlendirilmesi ve çocukların çağdaş, bilimsel yöntemlerle yetiştirilmesiyle mümkündü.

Bu bakış açısıyla Atatürk, yalnızca devrimler gerçekleştirmedi, aynı zamanda Türkiye’nin geleceğine yön verecek olan kadınları ve çocukları birer özne haline getirdi. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Türk kadını eğitimde, siyasette, sosyal yaşamda yer almaya başladı. Çocuklar ise “küçük insanlar” değil, yarının büyükleri olarak görülüp eğitimin ve devlet korumasının merkezine yerleştirildi.

Kadının Güçlenmesiyle Yükselen Cumhuriyet

Atatürk, kadının toplum içindeki yerini yalnızca bireysel özgürlük açısından değil, bir milletin kaderini belirleyecek kadar önemli bir unsur olarak görmüştür. “Bir millet, kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer yarısı göklere yükselebilsin?” sözleriyle, kadının geri planda bırakıldığı bir toplumun asla yükselemeyeceğini açıkça ifade etmiştir.

Bu anlayışla, Türk kadınına verilen haklar sadece yasal değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün kapısını aralamıştır. Seçme ve seçilme hakkı, eğitimde eşitlik, iş hayatına katılım ve medeni haklar; Cumhuriyet kadınının ayağa kalkmasını, sesini duyurmasını ve bir milletin gelişimine ortak olmasını sağlamıştır.

Çocuklar; Atatürk’ün Umudu, Cumhuriyet’in Yarınları

Atatürk, çocukları her zaman özel bir yere koymuş, onları “küçük” değil, “geleceğin büyükleri” olarak görmüştür. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı, dünyanın çocuklara armağan edilen ilk bayramı olarak ilan etmesi, bu anlayışın somut göstergesidir.

O, çocuklara duyduğu güveni şu sözlerle ifade etmiştir:
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü,
Yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız...”

Çocukların özgür, yaratıcı ve sorgulayan bireyler olarak yetişmesi için eğitimin laik, bilimsel ve evrensel temeller üzerine kurulmasını sağlamıştır. Atatürk'le büyüyen her nesil, onun ilkelerini öğrenerek, çağdaş Türkiye'nin taşıyıcısı olmuştur.

Kadınla Başlar, Çocukla Büyür; Aydınlık Yarınlar

Kadın, bir toplumu doğuran ve büyüten ilk öğretmendir. Atatürk bu nedenle eğitimin en önemli parçasının “anne” olduğunu savunmuş ve kadının eğitimine büyük önem vermiştir. Çünkü eğitimli bir kadın, yalnızca kendi hayatını değil, çocuklarının ve dolayısıyla tüm milletin geleceğini aydınlatır.

Kadınların bilinçli, özgür ve güçlü olduğu bir toplumda çocuklar da yaratıcı, sorgulayıcı ve üretken bireyler olarak yetişir. Atatürk’ün hedeflediği “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ancak bu temeller üzerine kurulabilir.

Atatürk’ün Mirasıyla Geleceği Şekillendirmek

Atatürk’le büyüyen nesiller ve güçlenen kadınlar, Cumhuriyet’in en değerli kazanımlarındandır. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında eğitim gören kız çocukları, mecliste söz sahibi kadınlar, bilimde, sanatta ve siyasette rol alan anneler ve öğretmenler, bu mirasın yaşayan örnekleridir.

Bu mirasa sahip çıkmak, yalnızca geçmişe saygı değil; geleceğe olan inancımızın da en güçlü göstergesidir. Atatürk’ün ışığında kadınlar güçlenmeye, çocuklar özgürce büyümeye devam ettikçe, Türkiye Cumhuriyeti de daha aydınlık yarınlara yürüyecektir.
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:36.