IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
Sohbet chat


💬 Bu Alana Reklam Ver ! 🎉 Hemen Katıl!
20Beğeni(ler)


 
Makale Ayarları Stil
Alt 28 Temmuz 2024, 17:01   #1
Editör
Brittle - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart İsimsiz Hikaye 6.sayfa

Seksen dakikalık blok ders geçmek bilmedi Gülay için.. Aklı peteğin üzerinde kendinden emin bir duruş, yüzünde muzip bir gülümseme ile ona bakan bir çift zeytin gözde kalmıştı. Hızlıca toparladığı kitapları koltuğunun altına sıkıştırıp, telaşla çantasının kordonunu boynuna geçirip hızla kapıya yöneldiğini gören arkadaşları aralarında kıkırdaşarak bir şeyler konuşup ona yetişmek için peşinden yürüdüler.
Kantin her zamanki gibi duman altıydı. Kapıda durup arkadaşlarının bulunduğu yeri tespit etmeye çalışırken, aslında asıl derdi platoniği görebilmekti. Giderken gördüğü peteğin üzerinde , onun oturduğu peteğin üzerinde başka bir grup genç oturmaktaydı. Yaşadığı hayal kırıklığı direk yüzüne yansımış , modu düşmüştü. Arkadaşları ile birlikte boş bir petek bulup çöktüler. Diğer kızlardan kimse yoktu kantinde. Belli ki derslerine girmişlerdi.
Meral çantasını Gülay'ın kucağına bırakırken :

- Oralet?
diye sordu. Gülay ağzını açıp cevap vermeye üşenir bir vaziyetle başını ''Olur'' anlamında sallamakla yetindi. Şeyda arkadaşının tadının kaçıklığını fark edince;
- Dur bende geliyorum seninle, ona şuan oraletin yanında bir çukulata çok iyi gelecek..
diyerek yerinden kalkıp Meral'in peşinden kantine doğru yürüdü.
Her zaman grubun en sakini, en ayakları yere basanı ve en ağırbaşlıları olan Ayşe , arkadaşına döndü;
-İyi misin sen ? Keyfin kaçık gibi..
-Yok ya öyle bir garip hüzün çöktü üzerime.. Geçer birazdan...
-Gülay cım ,derstedir öğlen arasına çıkarlar birazdan.. Ziraatçilerin masasında görmüştüm ben onu daha önce..
-Suna nınki tanıyodur o zaman?
-Yani illa ki derslerine giriyodur bay asistanımız ..
diyerek gülümsedi Ayşe..
O sırada Şeyda ve Meral ellerinde bir tepsi ile geldiler. Şeyda elindeki çukulatayı Gülay'a uzatırken;
-Bak senin için rejimimi bozdum.. Sen yerken seni yalnız bırakmamak için kendime de aldım.. Yoksa benim canımın çektiği yada dayanamamamla hiiç alakası yok ..
diyerek muzurca güldü.
Onun bu sempatik tavrı hepsini gülümsetti.

Öğlen arasında kantin yine hınca hınç dolmuştu. Sigara dumanı ve ses uğultusundan kimse kimsenin ne söylediğini bile anlamıyor, herkes bir ağızdan konuşmaya devam ediyordu.
Diğer kızlar da araya çıkmış hepsi bir araya toplanmışlardı. Grubun tek erkek üyesi Mehmet de gelmiş yine onlara ''Kızlar ben Avrupa' dayken...'' diye başlayan cümlelerle bir sürü anı anlatmaya başlamış ve ortamı ele geçirmiş durumdaydı.
Dışarda Şubat ayının tüm soğukluğu ve ayazı devam ettiği için kendilerini kantine hapsetmek zorunda oldukları bu günlerde Mehmet'in yöresel şivesiyle anlattığı anılar onlara kantini daha dayanılır bir hale sokuyordu..
Şeyda yanında oturan Gülay'ın koluna girerek:

-Benimle eczaneye gelir misin, yalnız gitmek istemiyorum. Lütfeeenn...
Gülay arkadaşının yalvaran gözlerine bakıp kıyamadı yine her zamanki gibi.. Yerinden kalkmaya bile hevesi olmamasına rağmen;
-İyi kalk gidelim , hareket olur bana da..
-Aa cidden mi? Ayy çok teşekkür ederim, hiç beklemiyordum biliyor musun?

diyerek uzanıp bir öpücük kondurdu arkadaşının yanağına ve kalkıp dikildi önüne.
Gülay kucağındaki kitapları, pür dikkat Mehmet'i dinleyen Nuran'ın kucağına bırakıp kalktı ve kol kola kantinden çıkıp eczaneye gitmek için kampüsün kapısına doğru yürümeye başladılar.
Şeyda kolunda bıcır bıcır bir şeyler anlatıyor, Gülay da yüzünde şefkatli bir gülümseme ile onu dinliyordu. Şeyda tam cümlenin ortasında;

-Ay öyle işte.. İnanmıyorumm..
diye alakasız bir şekilde saçmalayınca , Gülay dönüp arkadaşının suratına baktı ve onun bakışlarını takip edince bir an adım atamadı çakılıp kaldı yerinde. Yirmi metre kadar öteden onlara doğru geliyordu. ''Şaka mı bu, yoksa tesadüfün bu kadar güzeli mümkün mü?'' diye geçirdi içinden. Kendini toparlayıp yürümeye devam etti arkadaşının kolunda.
Kalbi yine ritmini bin beş yüzlere çıkarmış , ağzında atmaya başlamıştı. Arkadaşının kolunu sıktığının farkında bile değildi.
Adım adım yaklaşıyorlardı bir birlerine.. Asla karşıya ona bakmamaya çalışıyor ama yaklaştığını düşündükçe heyecandan nefes alamayacakmış gibi hissediyordu. Nefesini tuttuğunun farkında değildi çünkü..
Platonik tam yanlarından geçerken, dönüp direk gözlerine bakarak;
-Selam hanımlar, bu soğukta çok dolaşmasanız mı acaba? Hasta olmanızı istemeyiz değil mi?
diyip yürüyüp gitti. Gülay tuttuğu nefesi sonunda salıverdi ve büyük bir rahatlama hissetti. Şeyda yanında kıkırdıyordu. Bir yandan da;
-Kolum morardı kesin..
diyerek kolunu ovuşturmaya başlamıştı. Gülay'ın yanakları al al döndü arkadaşına;
-İyi ki gelmişim seninle! Kolu için üzgünüm, farkında değildim..
-Ay sorun değil, enişte de az çapkın değil hee, hasta olmanızı istemezmiş ayy..
Kıkırdayarak eczaneye girdiler.

O gün öğleden sonra onu bir daha göremedi Gülay.. Ders aralarında uçarak gittiği kantinde hep bir hayal kırıklığı ile karşılandı. Günün değerlendirmesi o akşam yurtta kızlar arasında yapılırken , çingenenin fazla cüretkar ama yine de kendinden emin olduğuna ve bir an evvel hakkında bilgi toplamanın elzem olduğuna karar verilip iş bölümü yapıldı.

Gülay tüm bunlardan bağımsız hayatında ilk defa yaşadığı bu alışılmadık duygulara kendini kaptırmış ve hakkında hiç bir şey bilmediği biri ile ilgili hayaller kurarak uykuya dalmıştı..
👍 5
________________

 
 


Şu Anda Bu Makale Görüntüleyen Aktif Kullanıcılar: 1 (0 üye ve 1 misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:31.