IRCRehberi.Net- Türkiyenin En iyi IRC ve Genel Forum Sitesi  
 sohbet
Sohbet chat


💬 Bu Alana Reklam Ver ! 🎉 Hemen Katıl!
23Beğeni(ler)


 
Seçenekler Stil
Alt 14 Ekim 2023, 16:33   #1
Editör
Brittle - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

Standart Ne Sensiz Ne Seninle...20.bölüm

Ne Sensiz Ne Seninle...20.bölüm



O yaz her Sare için hayatının kırılma noktasının olacağı bir yazdı... Fakülte bitmiş, mezun olmuş ve uzmanlık için için son iki yıl deliler gibi hazırlanmıştı. Önünde tek hedefi uzmanlığı kazanıp görevine başlamaktı.

Orhan da Edirne de uzmanlığını tamamlamış ve İstanbul’a dönmüştü. Onun amacı da görevine başlamadan Nur’ların düğünün hemen arkasından Sare ile ilişkilerine resmiyet kazandırmaktı. Annesi planlarını açıkladığında çok mutlu olmuş bunu Sare ile paylaşmış ve Eylül ortasında nişan günü belirlemişlerdi.

Düğün öncesi, nişan öncesi hazırlıklarından, küçük sürtüşmelerden iyice bunalan gençler bir hafta sonu azıcık nefeslenmek için yine Sapanca’ya çiftliğe kaçmışlardı. Her zaman ki gibi erkekler mangalın başında ,kızlar mutfakta gülüşerek sohbet ederek keyifle hazırlıklarını yaptılar.

Mangalın yanına kurdukları masada keyifle yemeklerini yerken her biri ayrı kaldıkalı o dönemlerde neler yaptıklarını, başlarına gelenleri anlatıyor kahkahalar arasında sohbet çok güzel gidiyordu.
İçki ile çok arası olmayan Sare bile o akşam ortamın etkisinden bir kadeh ile eşlik ediyordu. Uzun gece boyunca sohbet sohbeti açmış geçmişten bugüne yolculuklara çıkışmış ve içkinin dozu da bir hayli geçmişti.

Sabaha karşı yatmak için odalarına çekildiler. Sare yürümekte bile zorlanan Orhan’ın koluna girmiş, yarı çekerek yarı zorlayarak merdivenleri çıkarmış zorla odasına yatağına kadar götürebilmişti.
Ayakkabılarını çıkarıp yatağa uzanmasına yardım ederken Orhan üzerine eğilmiş olan Sare’yi tutup kendine çekti ve dengesizini kaybeden Sare üzerine yuvarlandı.

Daha ne olduğunu anlamayan Sare Orhan ile öpüşürken buldu kendini.. Ağır içki kokusunu ta genzinde hissetti.. İstemsizce suratını ekşitti.. Hiç sevmemişti o kokuyu.. Orhan içkinin etkisiyle ve yılların onda biriktirdiği özlemle , şehvetle ve büyük bir ihtirasla Sare’yi öpüyor ve durmuyordu..

Sare panikle durmasını söylemesine, uzaklaştırmaya çalışmasına rağmen Orhan kendini kaybetmiş ve durmuyordu. Çırpındıkça daha çok etkisiz kalıyordu. İtmeleri yumrukla savuşturmaya çalışmaları fayda etmiyordu..
Altta kaldığı için tüm ağırlığı üzerinde olan Orhan’ı uzaklaştıramamış ve içkinin etkisiyle ne yaptığının farkında olmayan Orhan içindeki şehvet ve ihtirasla durmamıştı. Ve beklenen son gerçekleşmişti..

Rahatlayan Orhan kendini yana çekip çok geçemeden de sızıp kalmıştı.
Gözleri sımsıkı kapalı , dişlerini sıkmaktan çenesi ağrıyan ve kendini bir paçavra gibi hisseden

Sare yavaşça korkarak açtı gözlerini.. Vücudu kaskatı kalakalmıştı.. Kolları iki yanında yumrukları sıkılı kalmıştı.. Ellerini açtı.. Tırnakları avuç içlerine batmış ve hafif kanamasına neden olmuştu.. Bir süre boş boş ellerine baktı.. Olanların farkında değil gibiydi. Bir süre aynı pozisyonda kolunu dahi kıpırdatmadan yatmaya devam etti. Düşünme yetisini kaybetmişti sanki..

Olayın şokunu yavaş yavaş üzerinden atmaya başladı.. Başını yana çevirip masum bir ifade ile uyuyan Orhan’a baktı.. O an içine gelip çöreklenen o duyguyu hiç unutamayacaktı... Nefret mi hayal kırıklığı mı , değersizlik hissi mi, öfke mi, çaresizlik mi.. Yoksa tüm bunların karışımı mı.. İçi buz gibiydi.. Kışın en soğuk gecesinde ayaz da kalmış gibi hissediyordu kendini.. İliklerine işleyen o soğuk duygu..

Gözlerini Orhan’dan ayırıp kendi bedenine çevirdi. Hareketsiz ve kaskatı uzanan bir ceset yığını gibiydi.. Beyaz çarşaf üzerinde ki birkaç damla kurumuş kan lekesine takıldı gözleri bir süre..

Yıllar boyu Suna Anne’nin öğretileri hücum etti beynine.. Namus.. İffet.. Ahlak.. O kan kurusu lekeler sadece çarşafı değil onu lekelemişti adeta.. Tam da Suna Annesi’nin bahsettiği gibi o artık temiz, namuslu bir kız değil ‘’ kötü ‘’ olmuştu..
Kalbinin sıkıştığını nefes alamayacağını hissetti. Kendini zorlayarak yan tarafında komedine uzanıp zar zor bardağı suyla doldurabildi.. Titreyen parmakları ile yarısını ağzına yarısı yakasına boca etti suyu..

Bardağı yerine bırakırken ani verdiği bir karar ile fırladı yataktan kalktı.. Önce sendeledi düşecek gibi oldu.. Başı döndü.. Yatağın kenarına yaslanıp birkaç saniye bekledi.. Sonra aceleyle yere atılmış jeanı alıp geçirdi bacağına.. Hızlı hızlı giyindi.. Ve koşar adım kendi kaldığı odaya geçti. Sırt çantası açılmamış bir vaziyette yatağının ayak ucunda duruyordu. Sırtına geçirdi. Çantasını aldı, sehpanın üzerinde duran telefonunu kaptı ve ayaklarının ucuna basa basa alt kata indi..

Gün ağarmaya başlamıştı.. Sabahın o ilk ışıkları yüzüne vurur gibi olunca bir cesaret geldi.. Bir karar vermiş olmanın o bilindik cesaretiyle bahçe kapısından çıkıp merkeze doğru giden ıssız yolda hızlı adımlarla yürümeye başladı..

O an yeni bir hayata başladığının farkında değildi henüz ama önünde uzanan o uzun ısısız yol gibi taşlarla döşeli zorlu bir yola girmişti artık..
👍 4
________________

 
 


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Kapalı
Refbacks are Kapalı





Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:18.