Son iki senedir tamamen organik besleniyorum. Sabah kahvaltısında köy sütü, organik yumurta, kendi yaptığım lor, kendi yaptığım yoğurda katılmış yulaf ezmesi-keten tane-ay çekirdek içi-kabak çekirdek içi, Artvin'den gelen hakiki bal, yine Artvin'den gelen zeytin, saf zeytinyağı, saf tereyağı gibi ürünleri kullanıyorum. Evden müthiş bir enerji ile çıkıyorum ve bütün günüm canavar gibi geçiyor. Fırınlardan artık ekmek almıyorum. Özellikle beyaz ekmeği bıraktıktan sonra çok çok rahat hissediyorum. Bakery tarzı işletmelerden aldığım ekşi mayalı tam buğday, ekşi mayalı çiğ karabuğday ekmeklerini tercih ediyorum. Marketlerdeki un ve tuzları almıyorum. Ata tohumluk buğday, siyez, çiğ karabuğday unlarını kullanıyorum. Marketlerdeki tuzlar yerine, yine Çankırı kaya tuzunu tercih ediyorum. Son aylarda akşamları yemek yemiyorum ve ertesi sabaha yine şaşırtıcı derecede kuvvetli ve zehir gibi bir zihinle uyanıyorum. Enerji anlamında bu yaptıklarımın karşılığını hemen alınca, bunun somut belirtilerini görünce daha mutlu oluyorum ve aynı beslenme kültürüne devam etme isteğim daha çok artıyor. Bunun yanı sıra siyah çayı hayatımdan çıkardım. Toplum olarak şeker katılmış kaynar siyah çaya çok alışmışız ve ülserden demir eksikliğine, reflüden kanser çeşitlerine kadar birçok hastalığa sebep oluyor. Türk çayınin yetiştiği topraklarda doğup büyüdüm. Bizim topraklarımız verimlidir, çayın üremesine müsaittir. Fakat o topraklar dünyanın en iyi portakal ve mandalinasını üretmeye uygundur. Nedense o ağaçlar 70 sene önce kör edildi ve yerine çay bitkisi ekildi. Çay dediğin zaman akla Seylan gelir. Yani Sri Lanka. İçilecekse, bandrollü Sri Lanka çayı içilmelidir. Fakat çay kahvaltı esnasında veya herhangi bir öğünden sonra içilmemelidir. Çay, meyve, meyve suyu ve tatlılar, öğünlerden en az iki saat sonra tüketilmelidir. Yanlış beslenme alışkanlıkları ile 40-50 yaşına kadar gelen bir insan, ömrünün son demlerini ağır hastalıklarla mücadele etmeye harcar. Diyabet, felç, kısmı felç, kanser, obezite, alzheimer, organ yetmezliği gibi ağır hastalıkların TAMAMI beslenme alışkanlıkları ve mideyi tıka basa doldurmaktan kaynaklanır. Mideye günaşırı dinlenme fırsatı vermeyen, midesini sürekli çalıştıran insanlar erken yaşlanır, erken ölürler. Uzun yaşamanın sırrı yoktur, basit bir usulü vardır. Sağlıklı besin tüketmek, az yemek, sporda rutine devam etmek. Okumak ve okunanlarla beraber kişisel gelişime devam etmek ise kişinin öfkesini ve öfkelenme ihtimalini düşürür. Stresten uzak yaşayanın sağlıklı ve uzun ömrü olur. Herhangi bir uzman yardımı olmaksızın kendi kendime değiştirdiğim beslenme alışkanlığımdan gayet memnunum. Maddi açıdan da aman aman yoran bir yanı yok. Şiddetle tavsiye ederim. |