Bıkkınlık veren, iç şişmelerine neden olan çay edebiyatından sonra ortaya çıkan başka bir saçmalık.
Tamam, vakti zamanında birkaç kişi üretti, yazdı, çizdi, hakkını da verdi ama yeter bu kadarı.
Yok efendim rakı içen kadın şöyle sever, rakı içen kadın candır, rakı içen kadın adap bilir vs gibi sözümona 1800'lü Rus romanlarından fırlamış bir izlenim yaratma çabası nedendir?
Rakı içen kadın can filan değildir, belki de maldır kim bilir?
Velhasılkelam, biraz daha izlenimlerimi aktarmak adına olay döngüsünü şöyle açıklayayım;
Rakı doldurulur, içmese de sigara yakılır, fotoğraf çektirilir, çeşitli efektlerle klasik bir hava katılır, instagramda paylaşılır, altına da Can Yücel’den yada Neyzen'den bir şeyler paylaşılır. Eğer kuyruk acısı olan bir kezbansa altına aduket hissini yaşatacak birkaç "içiyorum evet, ama şerefine değil şerefsizliğine!!1!" türevlerinde sözler paylaşılır. Ve ardından kapanış. En azından 20 like garanti!
Boş beleş romantizm bir yerden sonra kabak tadı veriyor.
Neyse, şimdi depresyon kazağını giyip gelirler buralara. Linç etmeye filan kalkarlar. Filtre kahve, rakı, yağmur, Bukowski, şiir sokakta filan...